Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Uğurlar olsun babacığım

İnsanın,hele hele bir kadının hayatında babanın yeri çok başkadır.
Yıllar önce eşim Ömer ile evlenmeye karar verdiğimizde, onun hayatımdaki varlığını ailemle paylaşmıştım.
Hatta klasik bir şekilde söz yüzüğü takmıştık.
Annem daha toleranslıydı ama babam, daha farklı bir tavır aldı. Öyle ya, bir çiçek gibi özenle yetiştirdiği kızını ellere verecekti. Bir gece Ömer ve ben dışarı çıkacakken babam mutfağa geldi.
Usulca kulağıma eğilerek, "Kızım, bizim ailemizde öyle fazla gezip tozmak, yanlış yapmak yoktur.
Eğer evlenecekseniz, ben Ömer ile baş başa bir konuşma yapmak isterim," dedi.
Ben birden heyecanlandım. Acaba babam neler söyleyecekti? Beni bir an önce evlen diye sıkıştırmaya kalkarsa, Ömer'in önünde küçük düşebilirdim. Ama işler korktuğum gibi olmadı.
Ömer, babamın davetini alır almaz bizim eve geldi. Babam, beni uzaklaştırarak Ömer'i yemeğe çıkarttı. Onları beklerken içim içimi yemişti.
Daha sonra Ömer'den duydum ki, babam çok güzel bir konuşma yapmış: "Bak oğlum, evlilik önemli bir kurumdur. Uzun sürmesini istiyorsan, her ikinizin de alttan alabilmesi gerekir. Orta yol bulunmalıdır. Birbirinizin kıymetini bilin ve güzel yanlarınızı görün. Kavgalarınızı yatağa ya da bir gün sonraya taşımayın. Kızım biraz endişelidir. Tıpkı annesi gibi. Geç kalacaksan bilmek ister, hiç değilse telefonla haber vermeni ister. Onu bilgilendirmen çok önemlidir. Hayatınızda sorun olursa, bunları kendi başınıza çözümleyin. Artık yetişkin oluyor ve sorumluluk alıyorsunuz. Evlendikten sonra şikayet istemem. Ama günün birinde hakemliğime ihtiyaç duyarsanız, hep burada olacağım ve taraf tutmayacağım," demiş. Bunu duyduğumda çok duygulanmıştım. Bu konuşma çok bilgece gelmişti.
Yaşam devam etti. Yıllar içinde babam bir iflas yaşadı. Bu, son derece zor bir deneyimdi. Çok sıkıntı çektiğini görebiliyordum. Ama o sessizce sigarasını tüttürerek her zamanki köşesindeki koltuğunda oturmaya devam etti. Böyle günlerde, biraz gaflete düşerek babamın güçsüz bir adam olduğunu düşünmüştüm. Onunla ilişkim biraz mesafelenmişti nedense.

SEN GÖRDÜĞÜM EN İYİ BABASIN
Babamı geçtiğimiz hafta cuma günü kaybettik.
İçtiği sigaralar onu akciğer kanseri yapmıştı.
Kaçınılmaz sonu beklerken bir gün beni evine çağırdı. O gün babamla çok duygusal bir konuşma yaparken buldum kendimi. "Babacığım, sen benim gördüğüm en iyi babasın. Bizi duygusal olarak hasarsız yetiştirdin.
Annem de öyle. Bize güzel evlilik örneği yaşattınız. Herkesin hayatında inişler çıkışlar olur. Ama sen onca sıkıntına rağmen dağ gibi dimdik ayakta ve yanımızdaydın. Bizim dağ gibi babamız ve annemin kocasıydın. Sevginden ve dürüstlüğünden bir şey kaybetmedin. Meğer sen ne güçlü bir adammışsın."
Bu lafları söyler söylemez gözlerim yaşardı.
Bunları bana ne söyletti bilmem, ama babamın gerçekten güçlü olduğu fikri, kalbimi bir anda şifalandırdı sanki. Onun da artık çocuklaşmış gözlerinden, çok sevindiğini anlayabiliyordum.
Onu hastaneye kaldırdığımızda, solunum makinesine bağlanmıştı. Yanına girip elini tutmak ve ona bir konuşma yapmak yine bana nasip oldu. Vücudu bir deri bir kemik kalmıştı.
Avucunu öptüm. Çocukken nasıl da severdim elimi tutmasını... Ve ona "Bize çok iyi bir baba oldun. Artık annem bize emanet. Sen gönül rahatlığıyla gidebilirsin babacığım. Seni çok seviyoruz," dedim. 15 dakika sonra, sanki beni duymuş gibi bu dünyadan ayrıldı.
Çok etkileyiciydi... Bir kadının hayatında baba çok önemliydi. Dağ gibi babam artık yok. Bu yaşta bile eksikliğini hissedeceğime eminim. Meğer bana ne büyük bir güç ve güven veriyormuş. Bundan sonra, onunla en güzel anılarımı hatırlayıp ondan güç almaya devam edeceğim.
Uğurlar olsun canım babacığım...
Sevdiklerimizi iyi anılarıyla hatırlamak, hayatın en büyük hediyesi olmalı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA