Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Sarkozy gidici, dostluk kalıcı

"Fransız devleti, tarihinin en zayıf cumhurbaşkanı olan Nicolas Sarkozy'yle birlikte zor bir dönem geçiriyor. Aklın yerini popülizm, mantığın yerini ucuz politika, onurun yerini bezirganlık alıyor"

Son dönemde ne zaman tatile çıksam, olayların göbeğine düşüyorum! Geçenlerde Londra'ya gittiğimizde tam isyan günlerine rastladık. Bu kez de Paris'te, Türklerin Ermeni tasarısını protesto için toplandıkları gün, kapanan yollar, bir polis ordusu ve elbette vakur biçimde bu yanlış kararı eleştiren vatandaşlarımızla karşılaştık. Unutmadan hemen söyleyeyim, o vakur proteso tavrını hep koruyalım. Ve o densiz hanım milletvekiline tehditler yöneltmek, bilgisayarını 'hacker' metodlarıyla sabote etmek gibi işlerle, aslında Fransız (ve dünya) kamuoyunda lehimize gelişen genel izlenimi olumsuza çevirmeyelim. Öncelikle, bu bana kişisel bir hesaplaşma gereği getirdi. Ben ki, Galatasaray lisesine girip Fransızca eğitim almam için ailem İzmir-Karşıyaka'daki evlerini satıp İstanbul'a göç etmiş, çok daha mütevazı bir yaşama razı olmuş ve böylece hem bana bir yol çizmiş, hem de yıllar sonra belli bir üzüntü, altından kalkılamaz bir minnet duygusu vermiş değil miydiler? Ve ben o yolda devam edip Mekteb-i Sultani'de, yıllar sonra onların en ünlü nişanlarından biri, bana dönemin Fransız büyükelçisi tarafından verildiğinde yaptığım konuşmada dediğim gibi, yalnızca bir dil olmayıp aynı zamanda bir düşünce biçimi, hatta sistemi olan Fransızca'yı tüm incelikleriyle sökmeye ve ardındaki engin kültürü özümsemeye çalışırken, evet, çok ter döküp çok çaba harcadım. Ama karşılığını almadım mı? Öğretmenlerimizden 'mösyö' Garthy, fizik denen sevimsiz konuyu eşsiz hayat deneyimleriyle karıştırarak sunan bir tür ermiş değil miydi? Thomson'dan dilin son inceliklerini, Larroumets'den felsefe denen ummanın boyutlarını, Coudert'den kimyanın anlatılamaz cazibesini, ayrıca Ahmet Kutsi Tecer'den edebiyatımızın zenginliklerini veya Samih Nafiz Tansu'dan tarihin romantizmini öğrenmedim mi? Beni biraz da Galatasaray ve Fransız kültürü biçimlendirmedi mi?

NİŞANIMI GERİ Mİ VEREYİM?
Peki, şimdi bu yanlış ve haksız kararı protesto edenlere katılayım mı? Fransız mallarını kulanmayalım, filmlerini görmeyelim, şanson'larını dinlemeyelim diyenlere ben de mi ekleneyim? Nişanımı geri mi vereyim? Gerçek şu ki Fransız devleti, tarihinin en zayıf cumhurbaşkanı olan Nicolas Sarkozy'yle birlikte zor bir dönem geçiriyor. Aklın yerini popülizm, mantığın yerini ucuz politika, onurun yerini bezirganlık alıyor. Ne olup olmadığı yıllardır tartışılan bir konuda, gerçeğe ciddi, kapsamlı bir araştırmayla ulaşmayı denemek yerine taraflardan birinin görüşlerini yasaklamak, üstelik para ve hapis cezaları uygulamak hangi mantığa, hangi etiğe, hangi özgürlük anlayışına sığıyor? O yasayı geçiren ve o yasaya düşünce olarak katılanlar arasında yeminli Türk düşmanları veya bunun kendileri için bir hak olduğuna inanan Ermenilerin yanı sıra bir grup iyi niyetli Fransız da var, biliyorum. O tipik Fransız özelliği: hep ezilenin, sömürülenin, haksızlığa uğrayanın yanında olmak, hep mağdurun cephesini seçmek... Bunu iyi niyetle, içtenlikle yaptıklarını da biliyorum: o halkı, özellikle de aydınlarını az tanımam. Ama hatalı olduklarını da söylememiz şart: Hiçbir düşünce cezayla yasaklanamayacağı gibi, soykırım dedikleri olayın tam da öyle olmadığı konusunda da öyle çok kanıt, görüş ve sav var ki... Özetle, tüm Fransa'yı ve tüm Fransızları düşman bellemeyelim. Unutmayalım ki onlar Kurtuluş Savaşı'nın en zor yıllarında, hatta kendi güçleri bile Anadolu yağmasına katılmışken, kamuoyu olarak bizi desteklediler, Türk bağımsızlığına inandılar, Mustafa Kemal'i yücelttiler. Fransa'yı gözden çıkarmamalıyız ve sanırım çıkarmayacağız. Sarkozy gelip geçecek, ama halkların dostluğu hep kalacak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA