Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAKAN UÇ

Aşkım Kapışmak: Erkekler de hakları için yürüyüş yapacak...

Davranış bilimleri uzmanı Aşkım Kapışmak’ın, seminerlerinden yola çıkarak yazdığı Elma Dersem Çık adlı kitabı şimdi sinemaya uyarlanıyor

- Elma Dersem Çık kitabınız sahneye taşındı ve şimdi de beyazperdede... Kitaptan sahneye, sahneden sinemaya ulaşan bu mücadeleyi sizden dinleyebilir miyiz?
- Kitabı Karadağ'da yazdım ve yazarken sahneyi de tasarladım, semineri nasıl anlatırım hangi oyunları oynatırım, hangi başlıklar ilgi çeker gibi düşüncelere yoğunlaştım. Aklımda sinema yoktu. Kitap çıktı çok sevildi aynı anda Türkiye'de seminer turnesi başladı. Avrupa, Amerika, Ortadoğu derken binlerce insanla elma dersem çık dedik. Ara verip dinlenmek için Amerika'dan geldiğimde İzzet Başlak aradı ve "Elma Dersem Çık'ı beyazperdeye taşımaya ne dersin?" dedi. İstanbul'da çekimlere başladık. Türkiye'de ve dünyada bir ilk olacak. Bir seminer beyazperdeye taşınıyor.



- Elma Dersem Çık'ta hangi konulara değindiniz, seyirciyi neler bekliyor?
- Acılarımız, mutluluklarımız, aile kavramı, değerler, kadın erkek ilişkileri, iyilik, gerçek huzur, olgunlaşma ve kişilik üzerine görsel, işitsel ve dokunsal sunum tekniklerini kullandım. Sinema seyircisi olduğu için daha eğlenceli hale getirdim. İlişkileri anlatırken Mağara Adamı oyunundan birkaç kaynak edindim. Erich Fromm'dan Rollo May'e kadar birçok düşünürden beslendim.



- Türk aile yapısında anne babalar nelere dikkat etmeli?
- Bizim ülkemizde ciddi bir anneoğul problemi var. Eşleri ile mutlu olmayan anneler genelde erkek evlatlarını rahat, şımartarak, överek ve sorumluluk vermeden yetiştiriyor. Dünya artık eril ve dişil değil, sadece insan. Anneler oğullarına ev işi yapmayı, sorumluluk almayı, nazik olmayı, sabırlı olmayı, yaş ilerledikçe evin masraflarına katkıda bulunmayı öğretmeli. Anne yeterince dokunup severse erkek çocukta güven hormonu artığı için ileride aldatmaya meyilli olmuyor. Aşırı severlerse bu da zarar veriyor çünkü sevilebilme kapasitesi aşılırsa çocuk normal ortamlarda sevilmediğine inanıyor.

- Peki, şimdiki çocuklar ile anne baba nasıl ilişki kurmalı?
- Şimdi artık dijital bakıcılar var. Telefon, televizyon ve bilgisayarlar çocukların bakıcıları görevini üstlendi. Oyuncak gibi oyalansın diye ellerine veriliyor. Z kuşağı zeki ve kurnaz. Uyku sevmiyor, dürtüsel ve stresliler. Bilinç seviyeleri yüksek ve anne baba da okuyup araştırarak o seviyede konuşabilir hale gelmek zorunda. Çocukların televizyon ya da bilgisayarda ne izlediği değil evde ne izlediği, nelere tanık olduğu önemli.



- Aileler ne yapmalı?
- Bu ülkede iki şey çok konuşulur cinsellik ve futbol. Çünkü ikisinde de başarısızız. Yaşam mücadelesi sabah kahvaltıda ekmeğim olur mu endişesidir.
Bizde yaşam mücadelesi yok, olanın üstüne ne koyabilirim endişesi var. Evlilik akıl işidir. Ailede ve okullarda sağlıklı cinsel eğitim verilmezse üzülerek izlediğimiz haberler devam edecek. Huzur bir evin önceliği olmalı. Eşler ve çocuklar sürekli birbirine sarılmalı. Memleketin en büyük problemi sarılmamak, utanıyoruz, bilmiyoruz. Yeni nesil anneanne dede gibi büyüklerini tanımıyor. Eğer bu sağlanmazsa aidiyet azalır ve madde bağımlılığı artar. Herkes ünlü olmak istiyor gençlerin en büyük belası sosyal medya. Saçma sapan, kimliksiz karakterleri takip ediyorlar.

KADIN HAKLARI KONUSUNDA SAPLA SAMAN KARIŞTI

- Eğer dediğiniz gibi kişisel ve toplumsal önlemler alınmazsa bizi neler bekliyor?
- Garip gelebilir ama ileride erkekler de hakları için yürüyüş ve eylemler yapacaklar. Çünkü kadın haklarını da hakkını vere vere savunup koruyamadığımız için gerçekten ihtiyacı olan kadınlardan ziyade ortada magazine malzeme olan şımarıklığından ilgi çekmeye çalışan kadınlar var. Kadın hakları magazin algısından yürüdüğü için sapla saman karıştı. Zamanla sömürülen, haklarının yendiğini iddia eden erkekler de toplanacak. Dernekler kuracaklar. Bunu düşünmek istemiyorum ama toplum adabı iyice yozlaştı. Herkes gergin ve isteksiz, değerler zayıfladı. Yardımlaşma bitti, özeleştiri azaldı, dedikodu çoğaldı, etik ve ahlak gericilik gibi oldu, yalnızlık ve kayıtsızlık hakim oldu. Böyle giderse intiharlar, cinnetler daha da sıklaşacak, gençlere yanlış rol model olacak patavatsızlar artacak. Evlilik kurumu sonlara yaklaşacak, madde bağımlılıkları baş edilemez hale gelecek, evden kaçan gençlere şahit olacağız, şöhret olmak isteyenler artacak, işsiz değil iş beğenmeyenler çoğalacak.



AZ YİYİN, DERİN UYUYUN VE YARDIMSEVER OLUN

- 2020 için mutluluk reçetesi istesem nasıl bir liste hazırlarsınız?
- Hayat artık anlam ifade etmediği, ilgi uyandırmadığı ve neşe vermediği için endişeli hale geldi. Ölümle bitecek bir yaşama mahkûm gibi değil özgür yaşamanın yollarını bulmalıyız. Ama bu mahkûmiyeti sağlayan putlarımız var. Sistemli şekilde insanların özendirildiği para, güç, şehvet, başarı, yiyecek, içecek, eşyalar gibi nesneler var. İnsan bu araçlara tapınır. Putları güçlendikçe kendisi yoksullaşır. Sevinç yerine heyecan peşinde koşar. Yaşamın yerine araç gereç sever, gelişme yerine zenginlik peşinde koşar ve hepsine sahip olmak ister. Biriktirmeyi bırakıp paylaşmaya odaklanmalı. Teşekkür ve şükür kavramlarında samimi olmalı. Az yemeli, az ve derin uyumalı, yürüyüş yapmalı, dışarda değil evde yaptığı yemeği yemeli, az internet ve TV izlemeli. Sanata ilgi duymalı, kitap okumalı, geçmişiyle yüzleşmeli, hedefleri olmalı, her gün en az 5 dakika sessiz kalmalı, doğaya özen göstermeli, hayvan beslemeli, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeli. Bol bol su içmeli, dengeyi bulmalı... Yaşamın parçası olmalı dışına çıkmamalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA