Türkiye'nin en iyi haber sitesi
UFUK SANDIK

Japon atlı okçulardan ilham aldılar

Dünyanın en çok satan roadster'i Mazda MX-5'in tasarımında, otomobil ile sürücüsü arasındaki ilişkiyi tanımlayan, Japonların at ve binicinin tek bir vücutta birleşmesi öğretisi uygulanıyor

Atlar, insanlık tarihine önemli katkılar sağladı. Ağır yükleri çekti, tarlada çalıştı, posta atı olarak haberleşmeyi sağladı. Savaş meydanlarında boy gösterdi. Her şeyden önce insanlara yol arkadaşı oldu. Bu sıkı dostluğun tarihi binlerce yıla dayanıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte atların, insan hayatındaki yeri ve önemi giderek azaldı. Bugün artık atların gücüne, hızına ve dayanıklılığına ihtiyaç duyulmuyor. Onların yerini otomobiller aldı. Ancak insanoğlu, atlarla kurduğu sıcak ve yakın ilişkiyi unutamadı. Otomobiliyle, geçmişte atında olduğu gibi duygusal bağ kurmak istedi. Atının sırtındayken duyduğu güveni ve konforu otomobilinde de aradı. Otomobiliyle atındaki gibi bir bütün olmayı arzuladı. Otomobil markaları da buradan yola çıkarak, sürücüsüyle bütünleşen otomobiller tasarlamayı hedefliyor. Bunlardan biri de Japon otomotiv devi Mazda. Sürüş keyfine odaklanan marka, yenilenen Mazda MX- 5 modelinde bunu hayata geçirdi. Aslında ilk nesilden yani en başından beri MX-5 ve sürücüsü arasındaki ilişkiyi tanımlayan Jinba Ittai, yani at ve binicinin tek bir vücutta birleşmesi öğretisi uygulanıyor. Hem de birden fazla şekilde... Örneğin, bu öğretiye göre tasarlanan kabin mimarisi sayesinde, dördüncü nesilde kabin ve gövde yapısı arasındaki sınırlar ortadan kaldılıyor. Yeni MX-5 araç, sürücü, yol ve manzara arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Örneğin, ön çamurluktan üst kapı trimine uzanan dış hat, (iç tasarımla aynı renge sahip) içerisiyle dışarısını birleştiriyor. Bu etki aynı zamanda geleneksel Jinba Ittai bağlantısını da vurguluyor. MX-5'te her zaman olduğu gibi samimi bir kabin var, ancak bu kez daha da rahat ve ergonomik. Kabindeki eksen simetrik bir biçimde sürücüyü direksiyon, gösterge paneli, pedallar, vites kolu ve klima gibi tüm önemli kontrollerin merkezine yerleştiriyor. Burada yine yeni MX-5'in sürüş odaklı kabin alanına vurgu yapılıyor. Bu detaylar konforu artırırken aynı zamanda yorgunluğu önlüyor ve dikkat kaybı riskini azaltıyor.

KALİGRAFİ GELENEĞİ

Tasarımcılar kabin tasarımında Japon kaligrafi geleneğinden ilham alarak aracın yan kısımlarında çarpıcı bir akım yakaladılar. Kabinin hafifçe geriye alınması, modelin üstü açık ya da kapalı şekilde kusursuz bir dengeye ulaşmasını sağladı. Yumuşak tavanla uyumlu A sütunları, ön cam başlığı, dikiz aynası trimi ve koltuk arkası çubukları kabinin kokpit tarzını vurguluyor ve üstü açıkken sağlam bir görünüş sağlıyor. Yumuşak tavanın kendisine gelince, oldukça küçük bir alan içerisine katlanması ve MX-5'e aerodinamik bir siluet kazandırmasının yanı sıra, aracın genel görünümüne de katkıda bulunuyor. Saf sürüş keyfi, dünyada en çok satılan roadster modelinin en önemli özelliği. Dördüncü nesil MX-5 bugüne kadarki en unutulmaz versiyon.

YABUSAME'DE HEDEFİ 12'DEN VURMAK
Yabusame yani geleneksel Japon atlı okçuluğunda, at ile sürücünün tek bir vücut olması hedeflenir. Eğer okçu, atla bütünleşir ve ikisi tek bir vücut gibi hareket ederse, hedefi vurmak kolaylaşır. Aksi taktirde at sırtındayken, hareket halinde hedefi tutturmak en başarılı okçu için bile zordur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA