Bugün...
Zaman tünelinden bir mektup sunacağız.
Mektup "El yazısı ile" yazılmış... Altında Turgut Özal'ın imzası var.
"Sevgili Hemşehrim" diye başlıyor.
Yazıldığı tarih... 16 Ekim 1983...
"Seçimden 20 gün önce." Seçim 6 Kasım 1983'te yapılmıştı...
Özal'ın partisi (Anavatan) 212 milletvekili çıkarmıştı... Ve "Tek başına" iktidar olmuştu (O tarihte milletvekili sayısı 400'dü).
Mektup... "Seçimde bana oy verin" mektubu.

***

"Hemşehri"

Yaşar Öncan... İnşaat mühendisi...
Malatya doğumlu... 50 yıldır Ankara'da... "Dost grubumuzdan." Yaşar Öncan'ın "Özal ile hukuku" çok eski... "Malatya'ya uzanan" bir hukuk.
Önceki gün... Eski kâğıtları karıştırırken...
Öncan'ın eline "İşte bu mektup" geçti.
Okudu... Duygulandı... Gözleri yaşardı... Ve sonra da "Özal'ın mektubunu" bize uzattı.
Mektubun ilk satırları:
- Bu mektubumla ailenize, partimizi ve kendimi biraz daha tanıtmak istiyorum... Hepinizin bildiği gibi "Halka hizmet, Hakka hizmettir" inancıyla yola çıkıp Anavatan Partisi'ni kurduk.

***

Demokrasinin fazileti

Mektuptan... Birkaç satırbaşı paylaşalım.
Memur bir baba ile öğretmen bir annenin çocuğu olarak 1927'de Malatya'da dünyaya geldim.
Devletimizin okullarında okuyup, çeşitli devlet hizmetlerinde bulundum.
Zor günlerde hiç çekinmeden işimi gücümü bırakıp devlet hizmetine şevkle koştum.
Demokrasi ne kadar faziletli ve yüce bir idare şeklidir ki, mütevazı bir ailenin çocuğu en önemli devlet görevlerine gelebiliyor.

***

"Düstur"

Özal mektubunda "Düsturdan" söz ediyor... "Temel ilke" anlamında.
Partimiz "Vaatte" değil, "Hizmette" yarışı düstur edinmiştir.
Millete esas vaadimiz canla başla, yılmadan çalışmaktır.
Şunu biliniz ki, bir hemşehriniz olarak en küçük dertlerinizle ilgileniyorum.

***

"İktidara gelirsek"

Mektuptan... Birkaç satır daha:
- Biz iktidara gelirsek, yani bize güç ve yetki verirseniz, sizin ve bütün memleketin dertlerini çözmek için canla başla çalışmamıza devam edeceğiz...
Siz bize güveninizi vereceksiniz, biz de size hizmet vereceğiz.
Özal mektubunun bu bölümünde "Bazı kelimelerin" altını çizmiş.
Altı çizilen sözcükler:
Güç... Yetki... Canla... Başla.

***

Özal'ın bildiği iş

Özal mektubunda... "Samimiyetle söylüyorum ki" diye başladığı cümleye, şöyle devam ediyor:
- Devlet işleri bizim iyi bildiğimiz işlerdir.
Ve arkasını getiriyor:
Bu işleri yürütecek çok iyi yetişmiş başarılı ve dinamik kadrolarımız var.
İş başına gelirsek eskiden olduğu gibi Türkiye "Yok"lar değil, "Var"lar ülkesi olur.

***

Elbirliği ile...

Turgut Özal'ın mektubunu okumaya devam edelim:
Hep beraber olursak, elbirliği ile gönül birliği ile çalışırsak, gücü ve yetkiyi bize verirseniz, sıkıntılarımız azalacak, işsizlik, bürokrasi, konut gibi konularla diğer meseleler çözüm yoluna girecektir.
Orta direk dediğimiz işçi, memur, esnaf, çiftçi ve emekliler belini doğrultacaktır.

***

Büyük Türkiye

Türkiye... Büyük ülke.
Özal mektubunda bu konuya vurgu yapıyor:
Türkiye'miz büyük ülkedir.
Kaynakları zengin, insanları çalışkandır.
Yegâne eksiğimiz akıllı, işbilir, becerikli idaredir.
Böyle bir idareyi seçmek ve işbaşına getirmek sizin elinizde ve iradenizdedir.
Biz sizin sağduyunuza inanıyor ve güveniyoruz.

***

"Hoşça kalın"

Özal mektubunda... Bir hususa daha vurgu yapıyor:
- Niyetimizi şaşırmadan, hizmet verme aşkımızda yanlışlığa düşmeden, istikametimizi değiştirmeden ve cesaretimizi artıra artıra yolumuza devam edeceğiz.
Ve... Mektubun sonu:
Mektubuma son verirken size ve ailenize sağlık ve mutluluklar diler, teklif ve tavsiyelerinizi beklerim.
Hoşça kalın ve Allah'a emanet olunuz.

***

Özal'a rahmet

Yaşar Öncan'ın "Kâğıtlarının arasında", Özal'ın mektubuna benzer daha "Neler var neler." Ama... Bugünlük... Bu kadar yeter.