Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Bir vesayet hikâyesi

Darbe... Askeri yönetim... Yassıada... Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan'ın idamları...
Ve seçim... 15 Ekim 1961.
"Vesayetli" demokrasiye dönüş.
Bugün... Siyasetin üzerindeki "Lekenin... Gölgenin... Vesayetin" hikâyesi.
Hepsi gerçek... Belgeli.

***


Hayal kırıklığı
Seçime... 4 parti katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi.
Adalet Partisi.
Yeni Türkiye Partisi.
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi.
Darbeciler... Sandıktan, "Tek başına CHP iktidarı çıkmasını" istiyorlardı.
Ama... Menderes'in idamından 28 gün sonra yapılan seçimde...
Darbeci de, CHP de hayal kırıklığına uğradı.
CHP... Yüzde 37.6.
Adalet Partisi... 34.8.
Yeni Türkiye Partisi... 13.7.
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi... 14.0.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz


Yıldız protokolü
Seçimden sonra... 2 gelişme yaşandı:
1. Yıldız Protokolü... 21 Ekim 1961... İstanbul Harp Akademisi... 10 General... 21 Albay... Tutanak... 5 madde... Özeti:
Meclis toplanmadan filli müdahale... Yeni bir darbe...
2. 23 Ekim 1961... Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay, kuvvet komutanlarını, ordu ve kolordu komutanlarını topladı:
Cemal Gürsel, cumhurbaşkanı seçilsin... Yeni darbeye gerek kalmasın.

***


Cenevre-İstanbul hattı
Prof. Ali Fuad Başgil... Seçim sırasında, İsviçre'deydi... Senatör seçildi.
Cumhurbaşkanlığı için adı konuşulmaya başlandı.
Aday olursa seçilmesi garantiydi.
AP+YTP+CKMP... Milletvekili sayısı cumhurbaşkanı çıkarmaya yeterliydi.
Askerler... Başgil'in adını duyunca öfkelendiler.
Başgil... Cenevre-İstanbul... Yeşilköy Havaalanı'nda, AP'liler karşılayacaklardı... Törenle.
General Faruk Güventürk... AP İstanbul İl Başkanı Muhittin Güven'e dedi ki: "30 bin kişiyle karşılayacağınızı duydum... Oraya bir tabur gönderiyorum... 3 kişiden fazlası karşılarsa ateş edeceğiz."
Sıkıyönetim Kurmay Başkanı M. Emin Aytekin... İl başkanını, Sıkıyönetim'e çağırdı:
"Durum hassas... Taşkınlık olursa ateş edilecek... Cesetlerin üzerinden geçilecek."
Ve... Başgil... Törenle karşılanamadı.

***


Başbakanlık
Prof. Ali Fuad Başgil... 22 Ekim 1961... Trenle Ankara'ya geldi.
Israrlar üzerine... "Adaylığını açıkladı." Aynı akşam... Başbakanlığa çağrıldı.

Başgil... Bazı milletvekili ve senatörlerle... Başbakanlığa gitti.
Ama... Sadece iki kişi içeriye alındılar... Başgil ile İstanbul Milletvekili Tahsin Demiray.
Başbakan Yardımcısı, emekli Orgeneral Fahri Özdilek'in odası...
Odada... Bir darbeci general daha var... Emekli general, Devlet Bakanı Sıtkı Ulay...

***


Diyalog
Prof. Başgil, konuşuyor:
Ülke sorunları... 100 yıllık gelişme çabaları... Eğitim sistemi... "Aydın zümre etiketi altında metropol senyörleri ve kozmopolit yöneticiler yetiştiriliyor."
Kendi insanlarına, "Sömürge halkı gözüyle bakanlar" var. Hoca konuşurken...
Sıtkı Ulay, sözünü kesiyor:
- Asıl konuşmak istediğimiz konu... Aday mısınız?
- Evet.
- Adaylığınızı geri alınız... Gürsel Paşa'nın karşısında başka bir adaylığa asla müsaade edemeyiz.

***


Dersimiz demokrasi
Prof. Ali Fuad Başgil:
Yanlış yoldasınız Paşam... Dürüst bir seçimden sonra tutulacak yol bu değildir.
Demokrasi, hukuku emreder.
Zorlanan bir seçimden hayır gelmez.
Demokrasi yolunda yürüyeceğinizi söylediniz.
İktidarı, seçimi kazananlara teslim edeceğinize söz verdiniz... Yemin ettiniz.
Buna inanarak Cenevre'den geldim.
Meclis açılsın... Herkes serbestçe oyunu kullansın... Kim kazanırsa cumhurbaşkanlığı makamına o geçsin.
Demokrasinin gösterdiği tek yol budur.
Padişahlık ile Cumhuriyet arasındaki fark da buradadır.

***


Tehdit
Fahri Özdilek... Araya giriyor:
Evet... Demokrasi dedik durduk... Ama seçimlerin sonucu bu mu olmalıydı? Prof. Başgil: - Anormallik görmüyorum... Seçim sistemi bu sonucu çıkardı. Sıtkı Ulay... Uzun konuşur:
Bizi anlamanız lazım... Zor durumdayız.
Bizim... Hükümet olarak bir gücümüz yok.
Orduda yeni bir cunta kuruldu.
Bize... Cunta talimat veriyor.
Radyoya bile hâkim değiliz... Devletin radyosu cuntanın emrinde.
Size cuntanın talimatını tebliğ ediyoruz.
Adaylıktan çekilmediğiniz takdirde... Hayatınızı garanti edemeyiz.
Netice bundan ibaret kalmayacak... Meclis, açılmadan dağıtılacak... Seçim, iptal edilecek... Partiler kapatılacak... Askeri yönetim sürecek.

***


Son
Başbakanlık'tan çıkar ve...
"Karşılaştığım bu terör havası içinde senatör olarak da hizmet imkânı bulunmuyor" der.
Kısa bir telgraf yazar:
"İstifa ediyorum." Sonra... Bir taksiye biner... İstanbul'a döner... Evine... Kadıköy... Feneryolu... Eflatun Sokak.
Sonra... Sokağın adı değişecektir:
Ali Fuad Başgil Sokağı.

***


Yerinde sayanlar
Nereden, nereye?
Az gittik, uz gittik... Dere tepe düz gittik... Darbe, muhtıra, müdahale... 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden... 40 yıl geçirdik.
Ama... İçimizde, "Hâlâ, bir arpa boyu yol alamayanlar... Darbe özlemi ile yanıp tutuşanlar... Çok mu çok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA