Beşiktaş taraftarı asi ruhu, farklı duruşu olan futbolcuları sevdi. Quaresma'nın İnönü'deki ilk sınavı, Bernd Schuster'in 4-1-4-1 sisteminde oynatmaya çalıştığı takımının performansı kadar önemli... Çünkü yönetim kulüpteki ekonomik sıkıntıların, sosyal açmazların antibiyotiği olarak Quaresma'yı seçti. Portekizli ile yakalanan sıçrama ve Guti ile devam ettirilmek istenen pozitif havanın başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Sakin görüntüsüne rağmen içinde asi bir ruhu olduğu açıkça fark edilen Quaresma, ilk maçında beklenen performansı gösterdi. "Son mohikan!" saçları, birbirinden kıvrak çalımları, tribüne yönelik pasları ve etkili futboluyla Avusturya kampı sırasında yaptığımız yorumları yanıltmadı. Tribün desteğini alınca su mu koyar, yoksa daha da mı coşar bilinmez, ama bu görüntüsü devam ederse Quaresma Türk futbolunu sarsar.
SCHUSTER İYİ Kİ MUTSUZ
İki yıl önce derlenmiş, ilk defa Avrupa maçı oynayan, küçük bir ada takımı Vikingur karşısında bir kişi hariç herkesin yüzünde tebessüm vardı. Özellikle de taraftarından, keyifle tribündeki yerini alan Başkan Yıldırım Demiören'e kadar... Yüzü gülmeyen tek isim ise Schuster'di. Eğer Alman hocanın oynanan futboldan ve sonuçtan çok memnun olduğunu hissetsem Beşiktaş'ın geleceğinden endişe ederdim. Çünkü dün Beşiktaş sahada aynı dili konuşan ama birbirini anlamayan bir ekip görüntüsündeydi. Özellikle 4-1-4-1 sistemine uyumda çok ciddi sorunları var.
Takımın ileri 5'lisi Tabata, Nihat, Delgado, Quaresma, önde de Bobo'nun İspanyolca-Portekizce dil ailesinden anlaşma imkanı olmasına rağmen birbirlerinden habersiz bir görüntüdeydiler. Delgado ileri-geri oynama görev tanımını yadırgamış. Tabata anlamamış. Bobo ise gereğinden fazla şaşkındı. Quaresma'nın sisteme sadık kalması ve sergilediği becerileri kadar Nihat'ın golleriyle dönmesi gecenin en önemli kazancıydı.
Beşiktaş'ın zayıf rakibi karşısında bu kadar pozisyona girmesi normal, anormal olan ve dikkat edilmesi gereken kaçanlar. Çünkü daha güçlü takımlar karşısında ne bu kadar rahat pozisyon bulunabilir, ne de hücumda takım organizasyonu olmadan hep bu şekilde bireysel yeteneklerle sonuca gidilebilir.
