Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ALİ GÜLTİKEN

İnanmadan bu kadar

Cumartesi geceki Beşiktaş galibiyetinden sonra G.Saray açısından bu maç kazandığı taktirde liderlik karşılaşması haline gelmişti. Puan cetveline baktığımızda böyle bir sonuca G.Saray'ın yakın olduğunu görüyorduk. Fakat maç başlayıp tribünleri gördükten, sahadaki futbolu ve temposunu izledikten sonra bunun yalnızca puan cetvelinin göstergesi olmaktan öteye gitmediğine inandık.
G.Saray lider olabileceği bir maçta kendi seyircisinin önüne çıkıyor ve tribünler bomboş.
Bu bile bir takım adına çok kötü bir mesaj. Bu kadar iyi kadrosunun olduğunu, lider olmasını istediği takımını destekleyecek, bu azmi ve motivasyonu oyuncularına verecek G.Saray taraftarı tribünde yok. Kulübeye bakıyoruz; bu tür maçlarda takımının kazanması için önce daha doğru bir başlangıç kadrosu, sonra da oyun içerisinde yapılması gereken hamleleri yapacak bir teknik adam görüntüsü bu karşılaşmada kenarda yok. Dönüyoruz sahaya... Lider olmak isteyen, bunu mücadelesi, hırsıyla, temposuyla ve agresifliğiyle sahaya yansıtacak futbolcu kadrosu da ortada yok.
Lider olabileceğiniz bir maçı sanki zoraki ve kerhen oynuyormuş gibi oynarsanız karşınıza böyle bir sonuç çıkması da sürpriz olmaz. G.Saray hiç üzülmesin.
Galibiyeti getirebilecek golden sonra birkaç pozisyonları var ama oyunun genelinde kötüydüler.
Hele bu ligin zirvesine oturabilecek veya şampiyon olabilecek bir takım görüntüsünde hiç değildiler.

ÜZÜLMEK BOŞUNA
Rijkaard'ı dönem dönem anlamakta zorlanıyorum. Oyun sisteminde orta sahayı üçleyerek bir değişikliğe gitti. Bunda da başarılı olduğu maçlar var. Orta sahanın dışında forvet hattında üçlü olarak kurmaya çalışıyor. Bunda bir problem yok. Hücumda genelde üç futbolcu, Arda, Keita ve Baros oynuyor. Ama bu üç oyuncu da ilk 11'de yok. İkisi kulübede, biri kadronun dışında. Ne kadar büyük takım olursanız olun yaptığınız büyük radikal değişiklikler bir süreç ister ve her zaman sonuç alamayabilirsiniz.
Dün gece G.Saray mücadeleci bir orta sahayla oynamaya çalışırken, golü yalnızca çabukluğu ve yaratıcı özelliği üst seviyede olan Kewell ile düşündü. Tempoları düşük olan Nonda ve Elano da rakibin kucağında kaldıkları için oyunun hakimiyetini ele alıp oyunu rakip sahaya fazla yıkamadı.
Başlangıç böyle olabilirdi. Fakat Rijkaard, Keita ve Arda hakkındaki yanlış kararlarıyla da bu sonucun gelmesine neden oldu. Bu yüzden şimdi boşuna üzülmesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA