Maça geçmeden önce Beşiktaş taraftarını alkışlayalım. Takımı mücadelenin içerisinde tutmak için müthiş gayret gösterdiler. Son dakikalarda dahi yükselttikleri tezahürat temposu, son vuruşlarda az daha becerikli olunsa galibiyeti getirecekti.
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde kazandığı puanlara baktığımızda bunları deplasmanda aldığını görüyoruz. Bu maçlarda gol yemeden, kendi yarı sahasında müthiş defansif organizasyonlar yaparak rakiplerine gol şansı vermeden 90 dakikayı bitirdi. Bunu yaparken de kendi üretebileceği pozisyonlardan maksimum fayda elde etmeye çalıştı. Fakat evindeki maçlarda kazanma isteği ve dolayısıyla da mecburiyeti ortaya çıktığında öne doğru oynamak, daha ofansif oynamak önemli hale geliyor. Bunu yapmaya kalktığınızda da rakiplerinize arkanızda alan bırakıyorsunuz. Bu da Beşiktaş'a İstanbul'da oynadığı her maçta problem çıkardı ve siyah-beyazlılar üç maçı da kaybetti.
Dün oynanan maçta da aşağı yukarı benzer şeyler yaşadık. Belki bu maç için "Ahh keşke" diyeceğimiz bir pozisyon var. O da Tello'nun değerlendiremediği gol pozisyonu. O pozisyon gol olsa Beşiktaş için maç istediği şekle gelecekti. O zaman geçmiş maçlarda oynadığı gibi kendi alanına kapanıp kontrataklarla tehlike yaratmaya çalışacaktı. Ama maalesef düşündüğümüz gibi olmadı.

FARKI YARATMAK!
CSKA takımı golü bulduktan sonra zaten top kullanma kabiliyeti hakikatten üst seviyede olan Krasic, Mamaev, Necid, Rahimic gibi oyuncularıyla maçı tempo olarak kontrol etti. Maçın son bölümündeki yüksek tansiyon dışında Beşiktaş'a çok da pozisyon vermediler. Zaten Ernst, Toraman ve Fink'ten kurulu olan Beşiktaş orta sahası bu işi çok farklılaştıracak oyunculardan kurulu değildi.. Defans ve mücadele yönünde çok iyiler ama ofansif yönde düşünülen beklentiyi karşılamaları mümkün olmadı. Bu oyuncuların yerine gol bölgesinde Beşiktaş'a çok daha katkı yapabileceğini düşündüğümüz Yusuf, Tabata, Nihat gibi oyuncularsa kulübede uzun süre oturarak bu işin dışında kaldılar.
Aslında ironik bir şey ama Şampiyonlar Ligi'ne veda ederken bu örneği de vermeden edemiyoruz. Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nden 15 milyon Euro'nun üzerinde gelir elde etti. Takıma katkı sağlasınlar diye de sadece bu maçta kulübede oturan Nihat, Tabata ve İsmail'e 20 milyon Euro'nun üzerinde transfer ödemesi yaptı. Bunları da bu kadar önemli bir final maçında kullanmayarak bu işte ne kadar başarılı olduğunu açıkça ilan etti.