Maçın ilk 60 dakikalık bölümünde Nihat'ın yakaladığı dört tane net gol pozisyonu, İbrahim Toraman'ın ilk yarıda biri direkten dönen iki topu, Ferrari'nin bir başka kornerden vurduğu kafa pozisyonları, bu bölümdeki Beşiktaş'ın net skoru değiştirebilecek organizasyonları.
Bu kadar çok pozisyonu yakalarken Beşiktaş bu maçı "Kendi evinde mi oynuyor?" diye de düşündük.
Bu kadar çok pozisyon, bu kadar zaman diliminde Manisa deplasmanında yakalandı.
Bu süreçteki oyunu sorgulamıyorum.
Ama dışarıda oynadığınız maçlarda bu kadar çok pozisyon yakalayıp gole çeviremiyorsanız, o zaman üzülmenin de çok bir faydası yok.
Bunlardan biri veya ikisi gol yapılabilse, maç çok erken Beşiktaş lehine kopacaktı. Fakat son 30-35 dakikalık bölüm, oyun açısından çok da iyi olmadı.
Bazı maçlar vardır, seyirci fazla değildir ama hava şartları çok uygun olmayabilir.
Maçın temposu belli bir rölantide gider, rakip belli bölümlerde oynamanıza izin verir, siz de bu rahatlık içerisinde "Bu maçı bir şekilde çeviririm ve kazanırım" diye düşünürsünüz. Beşiktaş maçın ikinci yarısında bu rehavete kapıldı.
HAMLELER YETMEDİ
Başlangıçta yakalamış olduğu birçok pozisyon, oyuncular üzerinde tekrar olabilir hissi yaratmış olsa da realite farklı oldu.
Oyun bu şekilde gelişirken özellikle ikinci yarıda bazı hamleler yapılması gerekiyordu. Bunlar da bazı oyuncu değişiklikleri şeklinde gerçekleştirildi.
Tello-Nobre, Ekrem-Uğur değişiklikleri, belki de bu düşünce içerisinde yapıldı, ama sonuçları istenen şekilde olamadı.
Çünkü Manisa özellikle kendi alanında ikinci yarı takım olarak defans organizasyonunu oldukça iyi yaptı.
Burada Beşiktaş'ın artı olarak oyuna sokabileceği defans oyuncuları Toraman ve İsmail'in oyuna girmelerini de engelledi.
Nobre'nin Bobo ile yanlarında Nihat'la ofansta çoğalma düşüncesi, yalnız geriden gelen uzun toplara dönüşmeye başladı ki, bu da Manisaspor'un işini kolaylaştırdı.
Çünkü gol bölgelerine yakın alanlarda rakip arkasına dip paslar veya o bölgede birebir adam geçebilecek şekilde olan oyuncular da olmayınca, karşılaşma Beşiktaş'ın elinden kayıp gitti.
