Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Herman van Rompuy ile bir akşam yemeği...

İnsan ırkı, hiçbir dönemde bugün olduğu kadar uzun ve sağlıklı yaşamadı. Çok uzun zaman aktif profesyonel yaşamda kalınabiliyor. Bu da aslında hepimiz için çok iyi bir haber; ancak ekonomik sistemimiz bu denli uzun ve sağlıklı yaşayacak bir nüfusa göre kurgulanmadığı için, giderek emeklilik dönemi ekonomiye yük oluyor.
Geçtiğimiz salı günü, Brüksel'de son derece önemli ve az sayıda kişinin davetli olduğu bir akşam yemeğine katıldım. Özel emeklilik fonları, kimi AB ülkelerinde toplam emeklilik sisteminin yüzde seksenini oluşturur düzeye gelmiş. Seksen üç milyon kişiyi kapsayan üç trilyon beş yüz milyar Euro büyüklüğünde dev bir finans sistemi oluşmuş ve çalışıyor. Bu yeni ve giderek büyüyen finans sistemi, Avrupa Emeklilik Fonları Federasyonu (EFRP) adıyla örgütlenmiş bulunuyor.
Bu cesamette bir federasyon, doğal olarak AB içindeki son çalkantıları yakından ve dikkatle takip ediyor. Kuruluşlarının otuzuncu yılını vesile ederek Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'u konuşmacı olarak davet etmişlerdi.
Son derece etkileyici bir atmosfere sahip Villa Empain'de gerçekleşen akşam yemeğinde Van Rompuy, geleneksel nezaketinden ödün vermeksizin, gayet çarpıcı mesajlar verdi.

AB kriz için neler yapıyor?

Her şeyden önce, AB içinde, özelikle de Euro alanında var olan bunalımın sistemin yarattığı bir bunalım olduğunu söyleyerek herkesi şaşırtan biçimde konuşmasının analiz bölümünü başlattı. 2003'te, Fransa ve Almanya'nın adlarını vermeden, yüzde üç bütçe açığı koşulunu yerine getirmediklerinde, diğer üye devletlerin ses çıkarmayarak sistemin kontrol kabiliyetini yok olmaya götürdüklerini söyledi. Bu düzey bir siyasetçi açısından geçmiş dönemlerin duyduğum en sert eleştirisiydi.
Van Rompuy, aslında AB içinde "ehil" yöneticiler seçerek ya da atayarak popülist politikaların önüne set çekmeyi hedefleyen, pek de demokratik olmayan yaklaşımın önemli bir temsilcisi... AB'nin son krize karşı üçlü bir baskı sistemi uyguladığını açıkladı. Birinci baskı boyutu, kurumsal boyut: Bu açıdan AB'nin hem IMF'ye 200 milyar Euro mertebesinde ek katkı yaptığını, hem de istikrar fonunu güçlendirip, bunu kalıcı bir sistem haline getirerek Avrupa Merkez Bankası'na bağlamayı hedeflediğini vurguladı.
Asıl önemli baskı boyutunun, ikinci aşamada "karşılıklı kontrol mekanizması" olduğunu söyledi. Bundan kastedilen, her Euro kullanan devletin diğerlerini devamlı kontrol edeceği ve yaptırımların otomatik olarak devreye sokulacağı yeni hükümetler arası anlaşma... İngiltere'nin kabul etmediği bu anlaşmanın çok kısa zamanda devreye sokulacağını söyleyen Van Rompuy, Euro bölgesi kurallarının çok daha sıkı işletileceğini teyit etti.

Piyasaların rolü ve önemi
Üçüncü baskı boyutu olarak piyasa baskısını işaret eden Van Rompuy'un ciddi özeleştiri içeren analizi, bizleri bir kez daha şaşırttı. Özel sektörü kurtarma operasyonunun içine atmanın, yani bankalara Yunanistan'ın tahvillerinin yarısını zarar olarak yüklemenin son derece olumsuz sonuçlar verdiğini, borçlanma sistemini ciddi biçimde sarstığını itiraf etti. Fransa'nın AAA notunun düşürülmesi arifesinde bu özeleştiri, Euro krizinin aşılmasında İngiltere'yi küstüren, Almanya'ya da hiçbir esnekliği kabul ettiremeyen Sarkozy yönetimi açısından olumlu bir değerlendirme olmadı.
Van Rompuy'un, bugüne kadar Euro krizi hakkında dinlediğim en kapsamlı analizi oluşturan konuşmasının muhtemelen en çarpıcı yönü, kısa vadede beklentilerle ilgili yaptığı saptamaydı. Piyasaların kısa vadeyi düşündüklerini ve bunda haklı olduklarını belirttikten sonra, "Avrupa bütünleşmesi yıllar boyunca değil, on yıllar boyunca gerçekleştirilmiş bir yapıdır" dedi. AB'nin bittiği ve belini bir daha doğrultamayacağını öne sürenler için de "AB'yi sivri kalemli yazarlar değil, devlet adamları kurdu" saptamasını yaptı... AB'nin kurucu üyeleri, sanki biraz "Avrupa Birliği'nin bekası" üslubuna mı kaymaya başladılar diye düşünmeden edemiyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA