Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

2012 çok zor başladı

Türkiye'den çevredeki ülkelere bakıldığında, etrafımızda sadece karmaşa ve endişe görülüyor. İran, Birleşmiş Milletler'de hazırlanan ve nükleer silah oluşturma konusundaki faaliyetini eleştiren bir raporu bahane ederek uluslararası gündemi tırmandırıyor. Buna karşı AB ülkeleri, hiç de alışık olmadığımız hızlı bir biçimde İran petrolüne ambargo uygulamaya karar verdiler.
ABD, askerlerini Irak'tan çekiyor. Irak'ta üç siyasi gruplaşmanın, yani Şii, Sünni ve Kürt siyasi hareketlerin yarattığı gerilim ve çatışma ortamı ciddiyetini muhafaza ediyor. Suriye'de ise muhalifler giderek daha fazla Batı ülkelerinin askeri müdahalesine çağrı yapıyor. Arap Birliği'nin Suriye'ye gönderdiği gözlemci heyeti, Suriye güvenlik güçlerinin kullandığı şiddet konusunda hiçbir kanıt bulamadığını açıkladı ve büyük bir skandala imza attı. Demokratik olmayan ülkelerin kurdukları uluslararası platformların ne kadar anlamsız oldukları da bir kere daha ortaya çıktı.
"Arap uyanışı" ardından yapılan seçimlerde, büyük çoğunlukla İslami referansları olan Ennahda ve İhvanı Müslim gibi siyasi hareketler çoğunluğu sağladı. Bu partilerin ve benzer siyasi hareketlerin, ülkelerinde ne kadar işleyebilen bir demokratik rejim oluşturacakları Batı dünyası tarafından bir soru işareti olmayı sürdürüyor. Son olarak Fransa Dışişleri Bakanı Juppe, Tunus'a bu hafta yapacağı gezi öncesi verdiği temkinli demeçle, Tunus'taki siyaset çevrelerini daha gezi başlamadan karşısına almayı başardı.
İlginç biçimde, AB'nin, değişimin bu döneminde örnek oluşturacak bir istikrar merkezi yaratması beklenirken, kendi sorunları giderek daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Yunanistan'daki "teknokrat" hükümet, daha iki ayı dolmadan alarm sinyalleri vermeye başladı. Papadimos, AB ülkelerinden bir an önce yeni bir kurtarma paketinin hazırlanmasını istedi.
AB içinde, son zirvede İngiltere'nin kendisini bu tartışmadan geri çekmesi, Fransa'nın seçimlere hazırlanması, Almanya'da Cumhurbaşkanı Wulff skandalı yaşanması çok istikrarsız bir dönemi işaret ediyor. AB'nin bekleme lüksü kalmadığını söyleyen ve AB liderlerini ciddi biçimde uyaran yazılar, neredeyse her gün bütün önemli yayın organlarında çıkıyor.

İstikrarsızlıktan payımızı alıyoruz
Amerikan yönetimi, AB ülkelerinin bu kararsızlığından oldukça rahatsız, ancak ABD'de de seçim heyecanı başladı. Cumhuriyetçi Parti aşırı sağ adaylar çıkarmayı sürdürürse Başkan Obama çok da zorlanmadan ikinci bir dönem için seçilebilir.
Aşırı sağa kayan sadece ABD'deki Cumhuriyetçi Parti değil, Macaristan'da iktidardaki merkez sağ Fidesz partisi, neredeyse bir rejim değişikliği gerçekleştiren anayasal reformlara gitti. Özgürlükler alanı daraltıldı, özerk kurumlar lağvedildi. Halk sokaklara indi. Avrupa Komisyonu, bir üye ülkedeki özgürlükler alanına bu müdahaleyi nasıl denetleyeceğini kara kara düşünüyor.
Türkiye, bu istikrarsızlıktan payına düşeni alıyor. İç siyasetteki çalkalanmalar, ekonominin sağlamlığıyla ve siyasi iktidarın geniş seçmen desteğiyle dengeleniyor gibi görünse de, çevremizdeki olumsuz dinamikler bize zor geçecek bir 2012 yılını haber veriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA