Hep ağzımıza sakızdır ya, "Neden bizim müzisyenlerimiz dünyaya açılamıyor" diye söylenip, dururuz. "Dünyaya açılmaktan" tek kastımız, şarkılarının dünya pop listelerine girmesidir. Oysa "dünyaya açılmak" bundan ibaret değildir. Dünyanın en ünlü sanatçıları sizinle aynı sahneyi paylaşmak üzere kalkıp, sizin ülkenize geliyorsa bu da "dünyaya açılmak" demektir. Hem de en prestijlisinden... Geçenlerde Ferhat Göçer'i Michael Bolton ile düet yaparken izledik. Ferhat şimdi Bryan Adams ve Sting ile aynı sahneyi paylaşmak için girişimlerde bulunuyor. Başarması bana göre hiç de sürpriz olmayacak. Zira Ferhat'la aynı sahneyi paylaşmayı reddetmesi için bir şarkıcının "sağır" olması gerek... Yarın akşam Meyra'yı, dünyanın en ünlü tenorlarından Mario Frangoulis ile aynı sahnede izleme imkanını bulacağız. Frangoulis, Meyra'nın son albümünde ünlü sanatçımızla düet yaparak "Vincero Perdero" adlı şarkıyı seslendirmişti. Bırakın aynı stüdyoya girip düet yapmayı ya da aynı sahneyi paylaşmayı, şu anda onunla 15 dakika sohbet edebilmek için dünyanın pek çok ünlü sanatçısının neredeyse kapısında yatığını biliyorum. 14 Ağustos'ta Bodrum semaları ise bir başka "yıldız kümesine" ev sahipliği yapacak. Benim gibi orta yaşlıların gençlik maceralarına çokça fon müziği olmuş şarkıların yaratıcısı Jose Feliciano bu kez ENBE Orkestrası ve Behzat Gerçeker ile beraber kulakların pasını silecek. Şimdi "Ne var bunda? Parayı bastırdın mı istediğin sanatçıyı Türkiye'ye getirebilirsin?" diyebilirsiniz. Ama adını andığım sanatçıların sahnede düet yapmak için paradan çok daha önde gelen "kriterleri" olduğunu kimse unutmasın. Onlar evlerinde oturup, "ekstra" bekleyenlerden değil... Yine iyi bildiğim bir gerçek, pek çok yerli sanatçı için ENBE'nin önünde söylemenin önemli bir "referans" haline gelmiş olması. Nedenini merak eden, grubun son şarkısı "Martılar"a kulak versin. Dinleyince ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.