Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ezel'in penaltıları

Ezel ekranlara muhteşem bir dönüş yaptı. Birkaç haftalık ara herkese yaramıştı. Ekran başındakiler "özlemle" televizyonlarının başına geçtiler. Aradan geçen süreyi iyi kullanan yapım ekibi de "dolu dolu" bir bölümle Ezel tutkunlarının beklentisini tamamen karşıladı. Hani bu durumu görünce ister istemez "Acaba dizi 15 günde bir yayınlansa daha mı iyi olur?" diyorum. Öyle, ya bunca aksiyon bir haftaya sıkıştırılmasa, şöyle rahat rahat ekrana taşınabilse, bu "Ezel" tadından yenmeyecek demek ki. Ama reklamverenler izin verir mi? Diziyi bu kadar vazgeçilmez kılan en büyük etken "sürprizlerle" dolu olması... Bir sonraki sahnenin tahmin edilmesi güç. Olayların ucu gelip gelip bir yerde düğüm oluyor. Sonra herkes farklı bir yönden çekiştirip, o düğümü çözüyor. Ta ki olaylar yeniden arapsaçı haline gelene kadar... Herkes diziyi "şüphe" ile izliyor. Çünkü öyküde hiçbir şey "göründüğü gibi" değil. Tanıtımlarda Tefo'yu vurulurken izliyoruz. Ama sonra anlıyoruz ki, bu da oyunun bir parçası... Peki ya Ezel ile Cengiz'in hapishanede buluşmasına ve Ezel'in tıpkı Ömer'e sahip çıkan Ramiz Dayı gibi Cengiz'e kol kanat germesine ne diyorsunuz? Ben Ezel'i izlerken kendimi penaltı atan Alex'in karşısındaki kaleciler kadar çaresiz hissediyorum. Çünkü her hafta ters köşeye yatıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA