Bu sözü duymaktan ne kadar da sıkıldık değil mi? Bayram sevincini, hoşnutluğunu "zamana" kurban vermek ne acı... Bayramın birinci günü haber bültenlerinin birinde şeker toplayan çocuklarla röportaj yapılıyordu. 10 yaşındaki çocuk, "Nerede o eski bayramlar? Eskiden şeker de çoktu bahşiş de... Daha heyecanlıydı eski bayramlar" deyince şaşırdım. Yahu senin yaşın ne, başın ne? Eğer bir çocuk bünyesi bile birkaç yılda geriye giden bayram coşkusunun farkına varmışsa, vay halimize, vay gelecek bayramlara... Bayram ekranında en küçük bir "bayram farkı" yoktu. Bildiğimiz diziler, yarışmalar, programlar... Oysa televizyon muhabirliği yaptığım 80'li yılları hatırlıyorum... Birkaç kanal vardı sadece ve bizler hangisinin bayram özel programında hangi ünlüyü ekrana çıkartacağını herkesten önce öğrenmek için dört takla atıyorduk. Bal Mahmut'un, Halit Kıvanç'ın, Orhan Boran' ın, Cenk Koray'ın ağzının içine bakıyorduk ki bayramımız gerçekten de şeker tadında geçsin... Koca koca sanatçılar bayram programları için özel kıyafetler, repertuvarlar hazırlar, anlı şanlı müzik eğlence programı yönetmenleri yayın için günlerce kafa patlatırlardı. Peki ne oldu da, bayram coşkusu ekrandan silindi? Sebebi basit. Bayramlar anlamını yitirip "tatil için şehir dışına kaçma fırsatı" haline geldi. Başta havayolu şirketlerinin rekabeti olmak üzere, turizm işletmelerinin kampanyalarından doğan fırsatlarla seyahat etmek kolaylaştı. Otomobil edindirme kampanyaları ve sonsuz kredi imkanlarıyla insanların ayağı yerden kesilip, "mobil" hale geldiler. Bu durumda bayramı ekran başında geçiren insan sayısı azaldı. Böyle olunca da reklamveren, karşısında hedef kitle bulamayacağı için bayramda reklamları azalttı. Artık biliyorsunuz; bizim neyi, ne kadar izleyeceğimize reklamveren karar veriyor. Parayla desteklenmeyen hiçbir iş ekranda kendine yer bulamıyor. Şimdi diyeceksiniz ki, "Bayramda herkes tatile çıkmıyor ki. Ekran karşısına çakılı kalan gariban için program yapılamaz mı?" Yapılamaz. Çünkü reklamverenin hedefinde "cebinde parası olan, tüketim inisiyatifi kullanan" insan vardır. Bayramda üç otuz parayı otobüse, pansiyona ayıramayacak adama reklam göstereceksiniz de ne olacak? Görünen o ki, "Bayram Özel Programları" tarihin tozlu raflarındaki yerini çoktan almış. Yakında kundaktaki bebeler "Ingaa, neyde o eski bayyamlay" diye ağlarsa, kimse şaşırmasın...