Bu yazıyı cuma günü yazıyorum. a Haber ekranlarında, Kütahya'daki feci kazanın görüntüleri var.
Hemzemin geçitte trenin çiğnediği otomobilin hali gözkapaklarımın içine kazınmış gibi; gözlerimi yumsam da kurtulamıyorum...
Aslında buna 'kaza' demek 'cinayete teşvik' olur. Çünkü iddiaya göre 4 kişiye mezar olan otomobilin sürücüsü, hemzemin geçidin kapalı olan bariyerinin yanından geçmeye çalışırken girmiş trenin altına...
BARİYER DE NEYMİŞ?
Düşünebiliyor musunuz, koca direkle yolu kapamışlar tren geçsin diye, aldıran yok!
Niyetim, kederli ailenin acılarını deşmek değil tabii... Allah kazada ölenlere rahmet, yakınlarına sabır versin. Ama bu konu hakkında üç beş satır karalamazsam, 'insanlık suçu' işleyeceğimden korkuyorum.
Bırakın trafik işaretlerini, yol çizgilerini, ışıkları; önümüze 'Geçmeyin' diye koca kalas koyuyorlar, ona bile uymuyoruz. Hani bagajda motorlu testere olsa, çıkartıp bariyeri kesecek, kendimizi tren yoluna atacağız, o kadar yani...
Peki sürücülerin, tren yolunu aşmak için kapalı bariyerlerin yanından dolanmaya çalıştığı bir ülkede emniyet şeritlerini gerçekten emniyetli hale getirmek mümkün mü?
Tabii ki değil...
Kazanın olduğu gün utanç verici bir istatistik yayınlandı. Türkiye en fazla trafik kazasının gerçekleştiği ülkeymiş.
Sebebini öğrenmek için buraya kadarki bölümü yeniden okumanızı öneriyorum. Otomobil kullanmıyoruz da sanki Rus ruleti oynuyoruz!
MARSLI SÜRÜCÜLER
Son günlerde otomobilimin radyosunda hep Radyo Trafik (104.2) kanalı açık. Özelikle de 15.00 ile 17.00 saatleri arasında yayın yapan radyocu dostum Seher Kılıç'ın programının müptelası oldum. Şehir trafiğiyle ilgili son dakika haberleri veriliyor, hangi yollar kapalı, hangi yollar alternatif oluşturabilir, nerede kaza, nerede yol çalışması var, anında öğreniyor, güzergahımı ona göre belirliyorum. Programın en ilginç tarafı, seyir halindeki sürücülerin telefonla yayına bağlanıp bulundukları güzergahın yol durumu hakkında gönüllü muhabirlik yapmaları.
Herkes diğer şoförleri uyarmak, bilgi vermek için adeta birbiriyle yarışıyor. Sürücülerin hepsi birer saygı abidesi ve nasıl otomobil kullanılacağı konusunda adeta birer uzman...
Kan gölüne dönen yolları, her fırsatta birbiriyle küfürleşip dövüşen sürücüleri, emniyet şeridinden son sürat giden trafik magandalarını gördükçe kendi kendime sormadan edemiyorum: "Seher'in programına bağlananlar Mars'ta yaşayan uzaylılar mı acaba?"
