Nilgün Belgün ile televizyon programımızın çekiminden önce kuliste sohbet ediyoruz. Her zamanki gibi yine cıvıl cıvıl. Rengarenk giyinmiş. "Her şey birbiriyle uyumlu. Sadece ojelerin farklı dedim. O da kırmızı olsaymış keşke" diye takıldım. "Aaa hayatta olmaz. Kırmızı oje sürmem" dedi. "Niye?" diye sorunca da yıllar öncesinden gelen korkusunu (!) anlattı: "Konservatuvardan sonra 'Devekuşu Kabare'den teklif gelmişti. Ben de büyük bir zevkle kabul ettim ve oyunculuğa bir başrolle başladım. Oya Başar, Zeki Alasya, Metin Akpınar, ben ve Ahmet Gülhan vardı kadroda. 'Haneler'i oynuyorduk. Halimi düşünsenize? Yeni bir hevesle başlamışım. Başrolde oynuyorum. Bu hevesle bir gün tırnaklarıma kırmızı oje sürüp geldim. Metin Akpınar, 'Derhal o kırmızı ojeleri sil!' dedi. Ne olduğunu anlamadım. Ama adam patron. 'Bu tiyatroda hiçkimse kırmızı oje süremez' dedi. Ben de o gündür bu gündür kırmızı oje süremem. Demek ki korkmuşum. Mecbur kalmadıkça -sadece rol gerektirirse- asla kırmızı oje süremem." Bu arada bilmeyenler vardır belki... Nilgün Belgün kitabında yazmıştı konuyu. O tiyatroda Metin Akpınar'a aşık olmuş. Platonik tabii... Ve durum böyle olunca da orada çalışamayacağına karar vererek istifasını vermiş. Metin Akpınar da bunu neden sonra öğrenmiş...