Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Alışveriş bağımlılığından nasıl kurtulunur?

Bir yanda vitrinler 'gel gel' diyor, öte yanda aklımız bize 'yapma' diye çağrıda bulunuyor. Cüzdanla akıl arasındaki mesafede gidip geliyoruz. Sadece kılık kıyafet alışverişinden söz etmiyorum. Herkes kendi kesesine göre harcıyor. İstinye Park'ta satın aldığı binlerce liralık ürünlerle 'mutluluğu' yakalamış kadınlar görüyoruz. Ama o andan alınan keyfin izlerine söz gelimi İKEA'dan çıkan hanımların yüzünde de rastlamak mümkün. İnsan o kadar çok ıvır zıvırı zorunlu ihtiyaç diye almıyordur değil mi? Ne bileyim; evinizde her daim muma ihtiyacınız yoktur herhalde. Ya da servis peçetesine... (İtiraf ediyorum; alışveriş sepetlerine bakıyorum.) Demek ki neymiş? Herkes ihtiyacının ötesinde bir şeyler alıyormuş. Bir arkadaşım; "Eve, elimde bir alışveriş poşetiyle gidiyorsam mutlu oluyorum" dedi. İçinde ne olduğu önemli değilmiş. Bir liralık bir tişört de olabilirmiş, bir küçük saç tokası da... Arkadaşım mutlu olduğunu iddia ediyor. Ama bir makale yayınlandı... Az tüketme alışkanlığıymış insanı asıl mutluluğa götüren... Bir çift, bu konuda kendilerini test etmeye karar vermiş ve sahip oldukları her şeyden kurtulmaya başlamışlar. Üç yılın sonunda da kendilerini bambaşka bir hayatın içinde bulmuşlar. Hikayenin içeriğini anlatmıyorum. Ama bu örnekten yola çıkarak, kendi kendinize sorular sormanızı sağlayabilirim belki: "Hep bir şeylere sahip olmak, biriktirmek ve hayatını buna adamak (çünkü bütün kazancınızı sahip olmak için harcıyorsanız, diğer 'kutu'lar hep boş kalır) sizi ne kadar mutlu ediyor?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA