44 yıllık hayatımda yaptığım hatalara şükürler olsun, arada bir de olsa 'hayatı net görebilmeyi' öğrendim. Bir okurum, "Yazılarınızla insanların davranışlarına ayna tutuyorsunuz' diyor. Doğru; çünkü o aynayı kendime çok tuttum... Hani bir laf vardır ya, 'Sizi öldürmeyen kuvvetlendirir' diye... Çoğumuz hayattan ve ilişkilerimizden tokat yedikçe masumiyetimizi yitiriyoruz. İnsanlara güvenimiz azalıyor.
BANA YAKLAŞMA
Daha şirret ve asabi olmayı daha kuvvetli olmakla bir tutuyoruz. Bekârlar, evliler, belki ikinci evliliklerini bitirmiş olanlar... Kafasında problem olmayan yok! İçinde bulunduğumuz yorgun ve agresif ruh halini etrafa nasıl 'salgın hastalık' gibi yaydığımızın farkında değiliz. Hasta olduğumuz zaman ne kadar dikkatli davranırız bir başkasına geçmemesi için... Mesela grip olduysak düşünceli davranıp, "Aman bana yaklaşma, hastayım" deriz. Negatif duygulara gelince aynı hassasiyeti göstermiyoruz ve kendi negatifliğimizin bir başkasına bulaşmasına aldırmıyoruz.
YÜRÜMEYE DEVAM
Winston Churcill bir keresinde "Cehennemin içinden geçiyorsanız, yürümeye devam edin" demiş... Ama çoğumuz o cehennemin içinde kalmayı seçiyoruz... Kişisel gelişim kitapları, birbirinize e-mail'lediğiniz o özlü sözler bir an olsun belki sizi motive ediyor ama sonra tekrar aynı noktaya geri dönüyorsunuz. Alıştığınız tavır, alıştığınız korkular ve alıştığınız ıstırap... Ve bu hisleri başkalarına da bulaştırıyoruz. Grip olduğunuzda dikkat ettiğiniz gibi negatifliğinizi de etrafınıza yaymamaya özen göstermeyi düşündünüz mü hiç?