Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Michael Jackson paradoksu

Michael Jackson geçen haftaki yazımı teslim ettiğim gün öldü; o yüzden onunla ilgili yazı bu haftaya kaldı... Bir haftadır her yerde Michael Jackson dinleniyor, Michael Jackson konuşuluyor... Dün, o utanmaz babası Joe Jackson'ı televizyonda izledim. "Oğlumu kaybettim" diyeceğine, gülerek "Bir dünya starını kaybettik" deyip sonra da yeni plak şirketinin tanıtımını yapmaya kalktı. Adamı ekrandan çıkarıp, bir kaşık suda boğmak geldi içimden... Neyse, Jackson'ın 20 yıllık arkadaşı ünlü guru Deepak Chopra, bu hafta Keith Olbermann'ın programında (popüler kültürün en akıllı haber şovu bence) onun kişiliğinin iç yüzünü hassas bir şekilde kavrayan detayları şimdiye kadar hiçbir haberde görmediğim şekilde anlattı. Ben de dinlediğimi sizlerle paylaşmak istedim...

20 YIL İZLEYEBİLMİŞ
Chopra, dünyanın en büyük starının gizemini, yalnızlığı ve izolasyonunu 20 yıllık arkadaşlığı süresince yakından izleyebilmiş. Michael, dünyaca tanınmış pek çok starın yaşadığı paradoksu yaşıyordu. Sahnede muhteşem bir artist ama özel hayatında içine dönük bir şahsiyet... Chopra'nın evine gittiği zamanlar bir köşede çocukları ile beraber oturur, oynarmış. Her fırsatta da çocukluğunun nasıl kendisinden çalındığını anlatırmış. Chopra; "Michael'ın paradoksunun bir bölümü çocuk olmayı bırakmak istemeyişiydi" diyor. Şimdiki davranışlarının çoğu çocukluk yıllarının izlerini taşıyor. Babasının fiziksel ve sözlü tacizi ile büyüdüğü için aşırı çekingen ve kırılgandı. Bu da onu, sağlığı konusunda obsesif hareket etmeye, güvenliği konusunda paranoyaya ve gittikçe büyüyen bir izolasyona yönlendirdi. Baskı ile büyüyen çocuklarda, bağışıklık sisteminin bozuk çalışması sonucu 'otoimmün hastalıkları' görülebiliyormuş.

KONTAĞINI KESMİŞ

Chopra; "Lupus (ciltte çıkan yaralar) ve vitiligo gibi (cildin renk değiştirmesi) rahatsızlıklar Michael'da vardı. Utancından vücudunu kapatıyordu. Renginin açılmaya başlamasının nedeni bu lekelerdi. Halbuki insanlar onun beyaz olmak istediğini sandılar. Kendi ırkından nefret ettiğinin sanılması Michael'ı çok rahatsız ediyordu ama ortaya çıkıp kendini açıklayamadı. İnsanlar onun bu kompleks tavırlarının nedenlerini ve nasıl bir tacizle büyüdüğünü bilseler, belki biraz daha anlayışlı olurlardı. 20 yıllık ilişkimde Michael benim çocuklarımla çok beraber oldu ve bir çocuğu taciz eden bir yönünü hiç görmedim. O sadece bir çocuk olmaya çalışıyordu" diye anlattı. Jackson'ın her ay narkotik ağrı kesicilere ve yatıştırıcılara harcadığı para 48 bin dolar civarındaymış. Çevresinde onun istediğini yapan doktorları bulundurmayı tercih edermiş. Chopra ona, "Istırabın ile baş etmenin başka yolları var" dediğinde onunla kontağını azaltmış. (Aslında düşünürseniz; hepimiz bizi kendi gerçeğimizle yüzleştiren her şeyden ve herkesten kaçmayı tercih ediyoruz. Öyle değil mi?) Michael Jackson'ın çocuklarının bakıcısı Rowandalı Grace, Chopra'nın bir evlatlığı gibiymiş ve Jackson'ın dibe vurduğu dönemleri Chopra ile paylaşırmış. Michael Jackson'un ölümü ile iki tıp konusu gündeme oturdu bu hafta Amerika'da... İlki ağrı kesicilere bağımlı yaşamın getirdiği sakıncalar, ikincisi de ünlüler ve doktorları arasındaki ilişki... Kuvvetli ağrı kesicilere bağımlı yaşamın Hollywood'da bir kültür haline geldiği ve bu konuda büyük paralar döndüğü söyleniyor.

NASIL NORMALLEŞSİN?
Pek çok doktor, ünlülerin şaşaalı yaşamının bir parçası olabilmek ve daha çok kazanmak için narkotik ilaçları hastaları için kolaylıkla sağlıyorlarmış... Bu kadar büyük bir star olmak kompleks bir dinamik. Böyle bir şeyi nasıl normalleştirebilirsin? Ona bakarsanız; Frank Sinatra, Elvis Presley, Ray Charles gibi dünya çapında yeteneklerin de hayatları çok karmaşıktı... Bizde bile öyle. Bir keresinde Cem Yılmaz'a, "Cem ile Cem Yılmaz arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsun?" diye sormuştum. "Sağlıksız yaşayarak" diye espri yapmıştı.

***

Sevgili okurlar; bu hafta tatil heyecanım var. Yarın yola çıkıyorum. Önce İstanbul'a yarım kalan bahar aşkına... Sonra da bir ay boyunca Çeşme'deki evime üçüncü kitabımı bitirmeye gidiyorum. (Eğer bıkmadıysanız, Çeşme'den bildiren bir yazarınız daha olacak...)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA