Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Asosyal mi? İçe dönük mü?

Gün içinde saatlerce yalnız kalmak isteyen bir kişi tanıyor musunuz? Duygularını ve fikirlerini sakin bir sohbetle paylaşmayı seven ama eğer bir akşam dışarı çıkarsa, ertesi günü kendine ayıran... İnsan içindeyken esprileri ve sohbeti ile başı çeken ama süresi doldu mu da kaçmak için delik arayan, canı istemiyorsa yanına konuşmak için gelenlerden bile çaktırmadan kaçan... Eğer böyle birini tanıyorsanız, o kişi hakkında ne düşünüyorsunuz? Ciddi, yabani, problemli veya asosyal?

ÇEKİNGEN DEĞİLİM...
Eğer bu sorulardan birine "Evet" diye cevap verdiyseniz, onun hakkında yanlış düşünüyorsunuz. Karşınızda muhtemelen kendi içine dönük yaşamayı seven bir insan var... Benim gibi. Çünkü asosyal veya yabani değiliz. Sadece kendi dünyamızda yaşamayı seviyoruz... Ben mesela, çekingen olduğumu söyleyemem... Gerçekten insanların hayran olduğu sosyal girişkenliğim vardır. Bulunduğum bir ortamda esprilerimle insanları kırar geçiririm. Huysuz değilimdir, insanlardan nefret etmem. İlgimi çeken konularda derin sohbetler yapmaya bayılırım. Hele karşımda konuşmasını bilen, beni anlayabilen biri varsa, enerjimden yerimde duramam... Ama sonra bir anda ortadan kaybolurum... Çünkü içe dönüğüm!

YALNIZ HİSSETMEYİZ
Bugün, ailenizde, arkadaş grubunuzda veya iş çevrenizde içe dönük olup da sizin asosyal olduğunu düşündüğünüz biri varsa; ona daha hassas davranabilmeniz için neyi bilmeniz gerektiğini sizinle paylaşmak istedim... Her şeyden önce içe dönük insanlar kesinlikle çekingen değillerdir. Çünkü çekingen insanlar sosyal ortamlarda endişeli ve korkak olurlar. Biz değiliz. Biz sadece diğer insanları yorucu buluruz. (Hele fazla sosyalleşmeyi sevenleri...) Yalnız kaldığımızda kendimizi yalnız hissetmeyiz. Dışa dönük yaşayanlar enerji dolu insanlardır, yalnız kaldıkları zaman kendilerini yalnız hissederler ve enerjileri azalır. Dışa dönük bir insanı iki dakika yalnız bırak, hemen telefonuna sarılır. Bizde ise durum tersine, biraz fazla insan içinde kaldıysak, hemen sığınağımıza gidip, kendimizi toparlamamız gerekir. Mesela benim formülüm; sosyalleştiğim her iki saat için, bir saat kendimle olmam lazım... Bu asosyallik değil, depresyonda olduğumun belirtisi de değil. Sadece kendi düşüncelerimle yalnız kalmak bende uykunun verdiği etkiyi yaratıyor. Dinleniyorum... Ama gerçekten yanlış anlaşıldığımızı düşünüyorum. Bazen en yakınlarımız tarafından bile...

ANLAYANI GÖRMEDİM
Mesela, yalnız kalmak istediğim zaman yakınlarım bana, "İyi misin?" diye sorar. Bizler dışa dönük yaşayanları kolay anlarız. Neye ihtiyaçları olduğunu görürüz. Zaten ortadadır... Ama dışa dönük yaşayanların içe dönükleri anlaması zordur. Neden yalnız kalmaya ihtiyacımız olduğunu anlamadıkları için "Aman ne asosyalsin!" diye başlarlar. Kaçına anlatmaya çalıştıysam da, daha anlayanını göremedim. Şimdi bu yazıyla onlara ulaşmayı deniyorum ve diyorum ki; eğer biraz kendi başınıza sakin ve huzurlu kalmayı becerebilseniz hayatta problem olarak gördüğünüz pek çok şey önemini yitirebilirdi... Ve eğer bizlere karşı biraz daha anlayışlı olmak isterseniz şu üç şeyi bilmeniz gerekir: İlki, içe dönüklük bir seçim değil, yaşam tarzı değil, sadece yapımız... Biz böyleyiz. İkincisi, içe dönük bir insanı gördüğünüz zaman "Neyin var senin, iyi misin?" diye sormayın. Üçünçüsü, iyisi mi başka da bir şey söylemeyin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA