İkinci Dünya Savaşı sırasında hemşireler, ağrı kesicileri bittiği zaman muhabereden yaralanan askerlerin sancısını azaltmak için bir numara bulmuşlar. Askerlere yüksek dozda morfin verdiklerini söyleyerek şırınga ile tuzlu su zerk ederlermiş. Genellikle askerlerin de ağrıları geçici olarak hafiflermiş. Aslında hemşireler bu uygulama ile askerleri kandırmıyorlar, 'placebo etkisi'ni aktif hale getiriyorlardı. Placebo, Latince 'memnun edeceğim' anlamına geliyor. Placebo etkisinin, psikolojik rahatlama sağladığı kadar, vücuda hasar veren stres hormonlarını da bloke ettiren bir rolü var. Başka bir deyişle, iyileşeceğinizi düşünmek, gerçekten kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı oluyor.

OLMAYAN ACI ÇEKİLİYOR
Bunu zaten biliyoruz. Ancak placebo'nun tam tersi de Nocebo. O da 'zarar vereceğim' demek. 'Journal Pain' dergisine göre; hastalar kullandıkları ilaçlardan negatif etkilenmeyi beklediklerinde, kendilerini kötü hissediyorlar. Mesela doktorunuz ufak bir operasyon sırasında biraz acı çekeceğinizi söylerse, nocebo devreye giriyor ve önceden uyarıldığınız için aslında olmayan acıyı hissediyorsunuz. Hatırlarsanız Prozac ve Seroxat gibi dünya çapında milyonlarca kişinin kullandığı anti-depresanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, bu ilaçların, aslında placebo etkisinden başka bir faydası olmadığı sonucuna varılmıştı. Araştırmada, anti-depresanların ancak ciddi depresyon hastalarında sınırlı bir düzeyde işe yaradığı saptanmıştı. Bu durumda düşünce gücünün önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Anlayacağınız ne düşündüğünüz; ne hissedeceğinize dair en önemli etken...