Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Kişisel gelişim mi? kendine düşkünlük mü?

'Eat, Pray, Love'... Bu kitap, milyonlarca kadında 'kendimi keşfetmek istiyorum' düğmesine basılmış gibi bir etki yaratmıştı... Yazar Elizabeth Gilbert, dışarıdan mükemmel görünen evliliğinde kendini mutsuz hissettiği için önce kocasını terkeder. Ardından New York'lu bir 'guru' ile ayağını yerden kesen bir aşk yaşar. Bu aşk da hayalkırıklığı ile son bulunca, 'başkasını sevebilmesi için önce kendini sevmesi gerektiğini' anlar ve bir yıl boyunca iç dünyasını keşfedebileceği bir seyahate çıkar. Dört ay İtalya, dört ay Hindistan, dört ay Bali'de gezer. (Seyahat tecrübelerini kitaba çevireceği için yayınevi masraflarını karşılamış) Bir kadın olarak tatminsizliklerimizi, ruh halimizi o kadar samimi, zeki ve de komik bir şekilde anlatıyor ki, okudukça kendi hapishanenizden kurtulmaya başladığınızı, ferahladığınızı hissediyorsunuz... Hemen her kadın, Elizabeth Gilbert'den bir parça bulabilir kendinde...

'GURU'LARIN PEŞİNDE
Tam da bu sebeple Hollywood kitabı filme çevirdi. Başrolde de Julia Roberts oynuyor. Kitabı birkaç yıl önce okumuştum, filmi ise geçenlerde izledim. Egzotik yerlerde gezip, bol bol lezzetli yemek yiyen, kendine düşmüş bir kadınla karşılaştım filmde... Tabii bu ekonomik krizde bir yıl boyunca egzotik mekanlarda ruh arayışına çıkmak şaka gibi.. Filmde, Richard Jenkins dışında, karakterler düz ve duygusuz. Ama renkler ve mekanlar harika... Filmi seyrederken şunu düşündüm: Neden 'kişisel gelişim' denince, aklımıza zengin ve tatminsiz kadınların kendilerini keşfetme çabaları geliyor? Çünkü parayı harcadığın sürece 'kendini bulma' şansın var. Tam da günümüzde yaşanıldığı gibi... Sağlıklı yaşamı, geçmişteki yaralardan arınmayı ve iç gücünü keşfetmeyi vaad eden yüzlerce dolarlık programlar, binlerce dolarlık şifa yurtları... İnsanlar ışık terapisinden, çakra açmaya, o terapi senin, bu terapi benim 'trendy guru'ları takip ederek mutluluk arayışındalar.

SİNDİRME PROBLEMİ
Milyarlarca dolarlık bir endüstrinin istediği de bu değil mi? 'Mükemmel hayat' hep uzanabileceğinizden bir adım ötede... O nedenle farkındalığınızı derinleştirmek için daha yeni, daha farklı, daha trendy teknikleri öğrenmeye devam... Tabii ki kazandığınız parayı daha iyi bir hayatın arayışı için harcamak hakkınız... Ancak bunca 'kişisel gelişim' diyetine rağmen; hâlâ farklı spiritüel teknikler peşindeyseniz, belki de içinizdekileri sindirme probleminiz var. Kişisel gelişim için maddi ve psikolojik sürekli yatırım yapmak, daha derinini aramak... Yükünden kaçmaya çalıştığınız karekterinizin hırslı yönü, ruhsal arayışta da peşinizi bırakmıyor. Bu biraz tehlikeli... Çünkü 'kendini geliştirmek' ile 'kendine düşmek' arasındaki ince çizgi kaybolur. Kendinizi bulmaya çalışırken; bir bakarsınız, kendinizden daha da uzaklaşmışsınız...

FARKLI SESE İHTİYAÇ VAR
Pek çoğumuzun gerçeği ise yukarıdakinden biraz farklı. Kendimiz ve ailemiz için yardım almadan çalışıp, uğraşıyoruz. Hayata mola verip, pahalı 'guru'ların yeni trendlerini takip etmeye ayıracak ne vaktimiz, ne de paramız var. Hayatı daha kolay olan kadınların 'kişisel gelişim fantazileri' ile bağlantı kurmak bu yüzden zor tabii... Şifa dağıtan, bilgelik taslayan guru'lar ve pahalı terapilerden daha farklı bir sese ihtiyacımız var... Daha samimi ve hakiki bir sese...

DEĞİŞİME AÇIK OLMAK
Koşulları ne olursa olsun sağlıklı alternatiflerle daha yaratıcı, üretken ve mutlu yaşamayı becerebilen insanların hikayesi, trendy guru'ların 'ezberlenmiş vaadlerinden' çok daha etkileyici ve motive edici değil mi? Bir kadının hayatına nasıl yön vermesi gerektiğine dair bir formül yok; bu herkesin kendi seçimidir. İhtiyacımız olan; kendimizden sorumlu olmayı öğrenebilmektir... Şu an atılan adımın bir sonraki anı şekillendireceğini görmek, yeniden ve yeniden motive olabilmeyi öğrenmek, değişime açık olabilmek... Ancak bu şekilde daha iyi bir eş, daha iyi bir anne, daha iyi bir arkadaş ve profesyonel anlamda daha tatminkar olabiliriz. Bu anlamda farkındalık yaratacak girişimleri olan sosyal sorumluluk sahibi kurumların 'gerçekçi' projelerine kendi birikimim ile destek vermeye hazırım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA