İdilika'nın Mutfağı'nda bugün, memleketim Alaçatı'dayım. Alaçatı denilince aklıma ilk gelen isimlerden biri olan, aslen Trabzonlu olan ancak senelerdir yazları Alaçatı'da yaşaması sebebiyle Alaçatı ruhunu tamamen yansıtan süper orijinal bir hanımefendinin, Hülya Apaydın'ın evine konuk oluyorum.

BAHÇE DEĞİL AMAZON
Eve girer girmez, bahçesine ektiği envai çeşit Ege otları dikkatimi çekiyor. Taze kekikten lavantaya, taze naneden biberiyeye, hatta tütüne kadar envai çeşit yeşillik ve mis koku bizi karşılıyor. Kolay kolay kimsenin bahçesinde bulunamayacak cinsten kaktüsler, hatta muz ağaçları var Hülya Apaydın'ın evinde. Bu ekstra enteresan ev, sürekli misafirlerle dolup taşar. Hülya, o kadar orijinal, o kadar bohem bir ruha sahip ki; gün boyu kendisi evde olmasa dahi sokağı inleten etnik müzikten, her sabah hazırladığı bizzat kendisinin yaptığı şahane reçeller ile donattığı kahvaltıdan nasibini alanlar kendini her daim şanslı hisseder.
Hülya'nın yaptığı enfes limonata, o kadar meşhur ki; Alaçatı'ya gider gitmez koşa koşa bu çıtır çıtır limonatayı içmeye gidiyorum. Çıtır çıtır çünkü içindeki limon ve portakal kabukları içerken ağzınıza geliyor. Hele bir de taze nane ilavesi yaptıysa mis gibi kokusuyla tadına doyum olmuyor. Kaç kere hazırlarken izledim, smoothie makinesine buz, nane ve şeftali atarken öyle bir ince ayar yapıyor ki; içerken inanılmaz keyif alıyorsunuz. Susuzluğunuzu dindirmek bir yana dursun, tekrar tekrar, sonra yine tekrar bu limonatadan içmek istiyorsunuz. 'Yahu ne özelliği var şu limonatanın İdilika, epi topu üç-dört malzeme' diyebilirsiniz. Ancak bence konsantre limonatayı kırık buzlar ile hazırlayıp bize sunması ve her bir bardağın içinde ezilip kaybolmuş olan o şeftali; bir limonatadan beklentinizin çok çok üstünde.
Sevimli mutfağını ve sımsıcak gönlünü bizlere açtığı için Hülya Apaydın'a teşekkür ediyor, bugünlük benden bu kadar diyorum. Bana istediğiniz zaman idilikaninmutfagi@ sabah.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Mutlu sofralarda buluşabilmek dileği ile...

ALAÇATI OMLETİ

3 adet yumurta
1 yemek kaşığı eski kaşar peyniri
1 yemek kaşığı lor peyniri
Bir tutam taze biberiye
Taze kekik
Lavanta
Zeytinyağı

Yapılışı: Öncelikle bir kasede yumurtaları, içine tuz atarak iyice çırpıyoruz. Teflon tavayı zeytinyağı ile yağlayıp ısıtıyoruz. Çırpılmış yumurtayı döküp altını kısıyoruz. Eski kaşar peyniri ve lor peynirinin içine taze otları doğrayıp hepsini karıştırıyoruz. Peynir karışımını yumurtanın bir tarafına döküp diğer tarafını üzerine kapatıyoruz. Pişerken kapağını kapatıyoruz. Süsleyerek servis ediyoruz.

BİBERLİ LOR

500 gr. lor peyniri
Yeşil köy biberi
Zeytinyağı

Yapılışı: Öncelikle zeytinyağını tavada hafif ısıtıyoruz. Minik minik doğradığımız köy biberlerini sote ediyoruz. Sote edilmiş köy biberlerinin içine lor peyniri ilave edip hepsini iyice eziyoruz. Biberli loru servis ederken üzerine pul biber ve zeytinyağı döküyoruz.

PÜF NOKTASI
Kullanacağınız lor peynirinin, kaşar ya da Ayvalık loru olarak satılan cinsten olmasına dikkat ederseniz ve bir kaç adet acı sivri biber eklerseniz enfes olacaktır.

KONSANTRE LİMONATA

12 adet limon
4 adet portakal
1 kg. toz şeker
Servis edilirken buz, taze nane ve şeftali

Yapılışı: Öncelikle limon ve portakalların kabuklarını rendeliyoruz. Sonra her ikisininde suyunu sıkıyoruz. Limon ve portakal kabuklarıyla beraber hepsini şeker ile karıştırıyoruz. Şeker eriyince bir kavanoza doldurup buzdolabına kaldırıyoruz. Servis ederken, bir kişiye bir kahve fincanı denk gelecek şekilde buzdolabındaki konsantre limonatadan alıp smoothie ya da bir mutfak robotuna atıyoruz. İçerisine buz, taze nane ve bir parça şeftali ekliyoruz. Hepsini robottan çekip buz gibi bir içecek elde ediyoruz. Uzun bardaklarda servis ediyoruz. Dilerseniz buz ekleyebilirsiniz.

PÜF NOKTASI
Limonata konsantresi, neredeyse bir ay buzdolabında bozulmadan muhafaza edilebiliyor.