HAMİLE EŞLER EVDE, ERKEKLER GEZMEDE
Yeni nesil bir eş bahanesi midir, erkeğin eve gitmemek için uydurduğu bir terim midir bilemem ama genç çiftlerin hamilelik sürecindeki en büyük tartışma konusu bu. Geçtiğimiz günlerde havalı genç kızların bulunduğu bir baby shower'daydım. Çevrede süslü püslü genç anne adayları... Hepsinin dilinde aynı şey: 'Kocalarımız eve gelmiyor, hatta benim annemin evinde kalmamı istiyor. Ne zaman bebek sonrası hayatımızda değişecek şeylerle ilgili konuşsam yanımdan uzaklaşıyor.' Birçok evli erkek sokakta; eşleri ise evde anneleriyle birlikte dokuz ayı geçirmeye çalışıyor. Anlaşılan o ki; yeni nesil kocalar, baba olmaya hazır değil. İşler böyle olunca, ortaya bu tür sendromlar çıkabiliyor. Bunun en büyük sebebi; erkek tarafına evliliğin daha ilk aylarında çocuk baskısı yapılması bence. Siz siz olun; henüz evliliğinizin tadını çıkarmadan erkenden bu işlere kalkışmayın.
Sonra kocayı evde mumla ararsınız gençler!
Hafta sonunun ardından gündemimizi meşgul eden konular nelerdi?
Masa muhabbetlerinde neler döndü?
Kimler inişte, kimler çıkışta?
Gündemin tozunu attıralım mı, ne dersiniz?
PATRON DEDİKODUSU
Bu aralar herkes patronunu çekiştiriyor. Özellikle beyaz yakalıların yemeiçme üssü olan Levent ve Maslak'taki kafe-restoranlar, patronla ilişkilerin kritik edildiği merkezlere dönüşmüş durumda. Y kuşağı, yani 1980 sonrası jenerasyon için işi bırakma diye bir terim yok; onlar patronlarını terk ediyorlar! Öyle ki, patronlarıyla kurdukları duygusal bağ onlar için çok önemli. Yapılan araştırmalara göre, çalışanların mutluluk kaynaklarının ilk üç sırasında; patron, iş arkadaşı ve para varmış. Parayı üçüncü sıraya çekebilecek bir patron; göstereceği sevgiyle çalışanına uzun saatler mesai yaptırabilir. Para hiç de dert olmaz. Neden mi? Çünkü duygular bulaşıcıdır. Patronun mutsuz olduğu bir durumda; olumsuzluğun, güvensizliğin ve stresin ortama yayılması an meselesidir. Aynen aşkta olduğu gibi... Patron-çalışan ilişkisi, aşktaki gibi 'ya sev, ya terk et' formülüne dayanıyor.
Peki sizde durumlar ne? Patronunuzla ilişkiniz tadında mı?
KARAKÖY DİRENİYOR
Karaköy'deki mekanların peş peşe kepenklerini indirdiğini yazıyoruz ancak geçtiğimiz cumartesi günü Goya'da keyifler yerindeymiş. Şehrin iki popüler müzik adamı Tankut Karakurt ve Murat Tokuz, DJ kabinindeymiş. 'Kaldığımız yerden devam' deyip eğlencenin gazına basan işletmecilere 10 puan beş yıldız! Gece yarısından sonra mekanda dans edenler epey fazlaymış. Ne mutlu... Unutmadan, Goya'nın kapı komşusu Mitte'de de durum öyle. Benzer bir parti de Tepebaşı'ndaki Soho House'da gerçekleşmiş. Mekanın canlı müzik gecesinde, Emirgan'daki Gizli Kalsın'dan tanıyacağınız Zeynep Bastık sahneye çıkmış. Birçok popüler sima da o gece mekandaymış. Yeri gelmişken... Sanatçılara ve müzik adamlarına seslenmek isiyorum. Bu dönemde aldıkları sahne ücretlerini indirip sosyal medya ve basın güçlerini kullanarak ayağa kalkması gereken semt ve mekanlara destek vermeliler. Hadi duyun sesimi!
