Beyoğlu'nda Emek, İpek derken sıra Beyoğlu Sineması'na gelmiş. Sinema, 30 Haziran'da kapanıyormuş. Sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüyor. Peki konuyla ilgili sinemanın açıklaması ne? "Tekelleşen dağıtım ve gösterim zincirleri arasında, bağımsız kalarak uzun süredir ayakta durmaya çalıştık. Sabit giderlerimizi karşılayamaz hale geldik. Değişen sinema teknolojisini kurmamız da mümkün olmadı" diyorlar.
Burada suç kimin? Tabii ki bizim... Kapanacağını duyduğumuz ana kadar, hangimiz Beyoğlu Sineması'na gidip film izledik? 'Aman burası çok eski, köhne bir salon. Gel Zorlu'daki, İstinyePark'taki sinemalara gidelim' deyip konfor ve lüks aradık. AVM'de turlamayı, alışveriş yapıp film öncesi restoranlarda vakit geçirmeyi tercih ettik. En yenisini, en teknolojik olanını gördükçe, eskisini terk ettik.
O yüzden şimdi 'Beyoğlu Sineması kapanmasın' diye başlatılan ayaklanmanın içi boş. Değişen dünyayla birlikte önümüzdeki yıllarda sinema salonları da kalmayacak. Hangimiz düşmüyoruz ki korsanın peşine? Ayrıca filmlerin çoğunu evde, akıllı televizyonumuz veya telefonlarımızda izliyoruz. O yüzden değişen dünya ile sonu gelen sektörlerden biri de bu. Acı ama gerçek...