Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Şehirdeki Bali ruhunu sevdim bisikletlilerden korktum

Amsterdam'a en son gelişimde bir zamanların üniversitesi, şimdinin ise Soho House'unda konaklamıştım. Şimdi tekrar buradayım... İşte 48 saatlik Amsterdam turumdan notlar:
Şehre gelir gelmez Doğuş-Begüm Çabakçor ile karşılaşıyorum. Onlar You- Tube kanalları için artık her ay dünyanın başka bir şehrini gezip videolar çekiyorlarmış. Doğuş, büyük heyecanla YouTube dünyasının öneminden bahsediyor. Ben hâlâ hazır değilim Doğuş'cuğum, korkuyorum o dünyadan. Onlar, tam dijital aile olmuş. Ellerinde kameralar, üstlerinde mikrofonlarla her anlarını kaydediyorlar. Hatta öyle ki, bir ara ne söylediğimize, nasıl hareket ettiğimize bile dikkat etmemiz gerektiğine dair bir korkuya kapıldım. Neyse, bu çiftin iki oğullarını da dahil ettikleri kanallarını izleyin derim.

HER ŞEY GİZLİLİK İÇİNDE
Amsterdam'da her şey gizlilik üzerine kurulu; ya bir kitapevinin içine gizlenmiş bir kokteyl bara denk geliyorsunuz ya da bir antikacının içindeki tapas bara. Bölge olarak Jordaan'dan çıkmayın derim.
Şehirde yaşamaya başlayan bir arkadaşımla laflıyoruz... Kendisi online ev kiralıyor burada, freelance çalışıyor. Son zamanlarda Amsterdam'ın hızla kabuk değiştirdiğinden şöyle bahsediyor: "Ortak çalışma alanlarının sayısı arttı, artık kimse ofislere kapanmıyor. Açık ofislerin artması ile gençler sürekli çalışıyor, sürekli yeni yerler açılıyor. Eskiden buraya üniversite okumaya gelenler, okul bitince ülkelerine dönerlerdi, şimdi burada evlenip hayat kuruyorlar. Böylelikle şehirde genç nüfusun sayısı gün be gün artıyor."
Arkadaşıma en büyük sorunumun bisikletliler olduğunu söylüyorum. Gerçekten öyle bir kullanıyorlar ki; sağına soluna dikkat etsen de, çarpışman an meselesi, korkarak yürüyorum. Bu arkadaşım, hem onların oluşturduğu trafiğe, hem de her yerin bisiklet park alanı olarak işgal edilmesine bir düzenleme geleceğini söylüyor. Ayrıca elektrikli otomobiller ve de elektrikli bisikletlerin de kullanımı artacakmış. Zaten şehrin her yerinde Tesla kaynıyor, taksiler bile dönüşüme girmiş durumda.
Şehirde yeni nesil hosteller de art arda açılıyor. Gençlerin şehirde kalmalarını sağlamak içinse birçok festival düzenleniyor.
Şu sıralar Amsterdam restoranlarında Bali teması var. Bali lezzetleri ile renk renk donatılmış brunchlar dikkat çekiyor. Amsterdam halkı Bali ruhunu benimsemiş durumda anlaşılan. Veganlık ise burada trendin ötesine geçmiş, adım başı veganlar için lokanta var. Ben o lokantalara girmedim, hiçbir lezzetlerinden tatmadım; henüz o kadar sert bir şekilde yeme biçimimi değiştiremeyeceğim.
Entelektüellerin gözdesi Soho House'un alt katındaki Cecconi's ise üyelik gerektirmediğinden günün her saati dolu. Burası en hit akşam yemeği adresi olmuş kısa sürede. Üyelikli kısım ise bana biraz loş geldi, etrafta nasıl tipler var inceleyemedim ama yine de şömine başında takılmak çok keyifliydi.

İÇECEKLER BİLE AVOKADODAN HAZIRLANIYOR
Şehrin en renkli, en Instagram'lık adresi Avocado Show. Bu mekanda her şey avokadodan hazırlanıyor; tatlılar, içecekler bile. Düşününce biraz mide bulandırıcı gelebilir. Ben klasikçiyim ya; yumurtalı versiyonunu yiyip mekandan ayrıldım. Bu arada içeriye girdiğinizde ellerinde telefonları ile sürekli çekim halinde olan Uzakdoğulu gençlere denk geliyorsunuz. Tüm yemekleri sosyal medya hesaplarında paylaşabilmek için sipariş ediyorlar. Bu işler çok tanıdık, bizim İstanbul'daki fenomenlerde de gördüğümüz bir tablo; kapışalım gençler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA