Baktım bizim sektör yekten abone olmuş, ben de yıktım bariyerlerimi, bıraktım kendimi Twitter'ın kollarına. Bir hesap açtım ve bir gün boyunca sağını solunu karıştırıp durdum. Akşama kadar uğraştım ama bir aksiyon çıkaramadım. Hani, böyle milletin resim albümü falan olsa ona bakar zaman geçirirdim, tepkisel gruplara üye olurdum ama buradaki racon, millete laf yetiştirmekmiş. Ahalinin üçüne beşle cevap vermek zaten becerebildiğim bir şey değil, o yüzden pek haz etmedim ben bu işten. Tam yolun başında pes edecekken, sabah Ayşe Özyılmazel yetişti imdadıma. 20 dakikalık bir seansla işin püf noktalarını öğretti. Artık; home nedir, tweet nedir, direct message nasıl atılır, bunları biliyorum. Haftaya, Ayşe'nin ikinci dersinden öğrendiklerimi paylaşacağım.