Aralarında mutlaka iyileri vardır, onları tenzih ediyorum da, büyük alışveriş merkezlerindeki lüks saatçilerde ve kuyumcularda çalışan erkeklerden çok korkuyorum ben. Hani böyle jilet gibi takım elbiseler, jöleli saçlar, manşetli gömlekler, mekanik hareketler; sanırsın James Bond. Her gördüğümde, "Tamam birkaç bin dolarınızı alacaz ama hiç acıtmicaz!" elektriği alırım ben onlardan, çok fena yani…
Tanju Çolak biraz kameralara mı oynuyor, yoksa ben mi çok fesadım…
Uzay dedik Mars dedik, bir volkan patladı, devlet başkanları bile taksiye, dolmuşa, otobüse muhtaç oldu. Bazen fazla mı büyütüyoruz kendimizi? Bir de 2012 diye bir film yapıyoruz, utanmadan!