Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN CAN YANTIR

Sesi unuttu mu insan...

Masanın üzerinde ne varsa yere atmıştım; kitaplar, kağıtlar, gazeteler… Acilen çıkmam gerekiyordu ve son 15 dakikadır, o masaya bıraktığımdan emin olduğum anahtarımı arıyordum. O kadar emindim ki orada olduğundan, ama bir o kadar da rahatsızdım; bu kadar emin olduğum bir konuda bile sonuca ulaşamamaktan. Beyin, bilgileri önem sırasına göre depoluyormuş. Yeni girdilere yer açabilmek için de gerektiği zaman, en az önemlilerden başlayıp silebiliyormuş. Telefonun ucundaki doktor arkadaşım dedi bunu bana. Onun yalancısıyım; bilimsel itirazların hepsini ona yapabilirsiniz ama ben gözümle gördüğüme inanırım. Olay, isim, telefon numarası (Üstelik sadece aile efradının değil, gerekli gereksiz birçok özel ve tüzel kişiliğin), adres (Sadece bir kez gittiğim yerler de dahil) gibi detayları unutmazken, sürekli; anahtar, telefon, cüzdan gibi eşyaları unutmamın sebebi buymuş. Benim beynim, objelerle ilgili detayları daha az önemli buluyormuş. Bu örnekten anlıyorum ki hakikaten benim vücudumda, benden bağımsız çalışan bir yapı var. Neyin önemli, neyin önemsiz olduğuna kendi başına karar veriyor ve ben hayatımı ona göre düzenliyorum.

BEYİN HAGI, KALP SUAT
Beyin ilginç, kalp öyle değil mesela. Görevi neyse onu yapıyor; makul bir süre pompalıyor kanı, pili bitti mi de duruyor. Ne verirsen, onu alıyorsun. Sürprize açık değil. Beyin, Hagi gibi biraz; kalp, Suat… Geçenlerde bir sağlıklı yaşam uzmanımız televizyonda, organlarımızı, doğadaki sebze ve meyvelere benzetiyordu. Beynin şeklinin cevizin içi olduğunu söyledi. Bu yüzden, ceviz yemenin beyin sağlığı açısından yararlı olduğundan bahsetti. Dünyada cevize alerjisi olan bir nadir insanlardan biri olarak, hafif bir gülümsemeyle izledim yayını. Benim beyinle problemim, sandığımdan daha çetrefilliymiş. Kardeşim git fındığa benze, lahanaya benze, ne bileyim hiçbir şeye benzeme; ama bir zahmet cevize de benzeme. Dedim ya, beyin biraz başına buyruk diye. Unutturduğu şeylerde bile başına buyruk, hafif isyankar… İnsanı insan yapan en önemli özellik sestir; bildiğiniz konuşma sesi. Bireyler genellikle dış görünüşleriyle hatırlanır ama herhangi birini, o dönemde gezegenin başka yerinde yaşayan türdeşinden ayıran şey, sesidir. Dış görünüşler birbirine benzeyebilir ama sesler asla benzemez. Ses kişinin imzasıdır. İster tenor olsun, bariton, mezzo-soprano; isterse rakıdan hafif kısılmış, zar zor anlaşılanından olsun faketmez; bu dünyada iki insanın sesi birbirine benzemez. İnsanlar tonlarca para döküp Hollywood ünlülerine benzemeye çalışıyor. Siz hiç, hayran olduğu ünlü gibi konuşmak için servet harcayan birini gördünüz mü? Harcasa da farketmez zaten; ses, doğası gereği başka vücutlarda aynı şekilde tınlamaz. Kafayı takarsa insan, uzaktan Brad Pitt'e bile benzeyebilir ama Brad Pitt olmadığı, ağzından çıkan ilk kelimede anlaşılır. Ses böyle bir şeydir işte. Annenin bile dış görünüşten zar zor ayırdığı tek yumurta ikizlerinde bile benzer değildir. Bu yüzden, benim insani imzam sestir.

EN ÖNEMLİ ANI SİLİNMİŞTİR
Ve beyin, her konuda olduğu gibi görüntü-ses konusunda da başına buyruk hareket eder. Görüntüleri silmez hiçbir zaman. Düşünün, yıllar önce aynı sınıfta okuduğunuz arkadaşlarınızdan birçoğunun yüzlerini dün gibi hatırlamıyor musunuz? Yani, aradan yıllar geçse de ufak bir çabayla, o günkü halleri gözünüzün önüne gelmiyor mu? Benim geliyor. Peki, yüzlerini sorunsuz hatırladığınız o insanların, seslerini hatırlayabiliyor musunuz? Boşuna uğraşmayın, hatırlayamayacaksınız. Onları konuşurken hayal edebileceksiniz ama o görüntüler hep 'sessiz' olacak. İsteseniz de seslendiremeyeceksiniz. Bence insanların yüzlerini unutmak değil, seslerini unutmaktır asıl problem. Birinin sesini unuttu mu insan, onunla ilgili en önemli anısı silinmiş demektir. Doktor arkadaşım demişti ya; beyin, yeni bilgilere yer açmak için en önemsiz olanlardan başlayıp siliyor diye. Aslında beyin, ilk olarak en önemli şeyi, sesleri siliyor. Anahtarını, cüzdanını, telefonunu bir şekilde bulur insan, bulamazsa da çözüm üretir. Ben en çok, insanların sesini unutmaktan korkarım. Çünkü ses unutuldu mu, oradan geri dönüş yok işte. Ben boşuna demiyorum, beyin çok başına buyruk diye…

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA