Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN CAN YANTIR

Erkekler yönetmek çok kolay

Henüz 28 yaşında ama podyum sektörüne ilişkin ulaşılabilecek zirvelerin çoğuna ayak basmış. Ama durmuyor, yeni zirveler belirliyor. Didem Soydan'la hayati mevzularda dar alanda paslaşalım dedik...

Son iki senedir hangi moda dergisini açsanız onu görüyorsunuz. Fashion Week döneminde gözler hep onu arıyor. Didem Soydan klasik model algısının dışında bir isim. Dünyanın herhangi bir yerinde, bir rock festivalinde karşınıza çıksa hiç şaşırmazsınız. Yine aynı şekilde dünyanın en şık restoranında karşılaşsanız da... Size o elektiriği veriyor. İşinin gerektirdiği yaşamla, kendi özel yaşamını gayet başarılı ayırmış birbirinden. Kırmızı çizgileri net. Bu kadar pürüzsüz bir profille röportaj yapmak da kolay değil. O yüzden birinci dakikadan kafasında bir ikilem yaratmak istiyorum. Önüne Ivo Andric'in 'Drina Köprüsü', Gabriel Garcia-Marquez'in 'Aşk ve Öbür Cinler' ve Jack Higgins'in 'Fırtına'dan Önce' kitaplarını koyup birisini seçmesini istiyorum; nedenini de anlatarak...

"Drina Köprüsü'nü okumuştum. Atalarım Balkan göçmeni olduğu için bizim tarafların hikâyesidir. İkinci Dünya Savaşı edebiyatına çok fazla ilgi duymuyorum. Yani belgeselleri ilgimi çekiyor ama kitaplarını okuyamıyorum. Gabriel Garcia Marquez'i bugüne kadar hep okumak istemiştim ama hiç kısmet olmadı. Bir kitap kurduyumdur aslında. Marquez süper bir hediye oldu; çok sevdim..."

ARADA İSYAN EDERİM


Bu hayatta isyan etiğin şeyler var mı?
Hep oldu; bu da aile yapımdan kaynaklanıyor. Fazlasıyla söz hakkının verildiği bir ailede büyüdüm. Siyasi görüş olarak birbirine çok zıt insanların bir arada yaşadığı bir aileden geliyorum. Herşeye isyan etmem; ama haksızlığa hiç tahammülüm yok.
Kendinle ilgili haksızlıklara mı yoksa genel mi?
Her türlü haksızlık... Bana veya başkasına yapılması fark etmez.
Sokakta görsen karışır mısın?
Karışırım ve bununla ilgili çok problem de yaşamışımdır. Beni ailem "aman karışma, başına bela alma" diyerek büyütmedi. Aksine tüm sorunlarımla yüzleşmem gerektiği öğretildi. Küçükken kuzenimle kavga ettiğimde annemin yanına gidip şikâyet ederdim; o da beni geri yollardı konuşup sorunu halledeyim diye.

TECRÜBEMİ AKTARACAĞIM

Sana bir ülkenin yönetimini verselerdi, ilk hamlen ne olurdu?
Hangi ülke olduğu farketmez, ben ilk olarak eğitim sistemine müdahale ederdim. Bizden örnek verirsem; yaşadığımız sorunların çoğunun, insan yetiştirmeyle alakalı olduğunu görüyorum. Ben öğretmen ailelerin toplu olarak yaşadığı bir yerde büyüdüm. Bir öğretmenin imkânsızlıklar dolayısıyla ne hayatlar değiştirdiğini bizzat gördüm.
Var mı bir projen?
Yok. O kadarı bana düşmez ama ben de kendi çapımda bazı şeyler yapmaya gayret ediyorum. Eğitimle ilgili projelerden para almıyorum ve elimden geldiği kadar kız çocuklarını okutmaya yönelik projeleri de destekliyorum.
Beş yıl sonra kariyer anlamında nasıl bir yerde olsan mutlu olursun?
Özellikle son bir sene içinde, bu konuda ilginç gelişmeler oldu. Bu sektöre girmek isteyen birçok kişiden "Bize modelliği öğret" teklifleri ve mesajları alıyorum. Bu birikimimi bu işe yeni başlayanlara aktarma gibi bir planım var. Meslekte sekizinci yılımı devirdim ve ben işin en altından, konfeskiyondan geldim. Hem defilesine çıktığım hem defilesinde asistanlığını yaptığım çok modacı oldu. Bu bilgilerimi paylaşmak istiyorum ama bunun da kadınlara kadınlığı öğretmek gibi algılanmasını istemiyorum.
Bir nevi kariyer danışmanlığından mı bahsediyorsun?
Bu toprakların kadınları bedenleriyle barışık yetişmez. Kadınsı olmak hep başka türlü algılanır bizde. En ufak bir makyaj yaptığında "Nereye kız!" denen bir ülke burası. Bir kadının duruşu, bakışı, yürümesi, saçını değiştirmesi... Tüm bunlarla ilgili bilgilerimi paylaşacağım bir iş planı bu. Yeni nesil standart olarak bizden çok daha ileride, onlara destek olmak istiyorum. Ama şu anda çok yoğun çalışıyorum; o yüzden en erken üç sene sonra gerçekleşebilir bu planım.

30'UNDA BIRAKIYORUM

Modelliği ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?
Seneye 30 oluyorum. Planım hep 30 yaşında modelliği bırakmaktı. Benden öncekiler bana yer açtı; benim de sonraki gelenler için aynı şeyi yapmam gerekir. Biraz da tatmin meselesi aslında. Öyle bir meslek ki bu asla tatmin olmazsın; hep devam etmek istersin. Ben o tuzağa düşmeden, 30'unda bu işi bırakmayı planlıyorum. Tabii ki özel işler ve özel çekimler olduğunda çıkarım çünkü hem yüz hem fizik olarak bu işi çok uzun süre götürebilirim. Yaşam standardım da, bakımım da, işime gösterdiğim itina da buna müsait.
Bana 'güzel insan'ı tasvir et desem...
Objektif, dürüst, çalışkan, çocuklarla ilişkisi iyi olan ve tüm insanlara saygı çerçevesinde davranan insan, benim için güzel insandır.

#Sayfa#

TANIYINCA BAKALIN BİLE BAKIŞI DEĞİŞTİ

Nasıl bir hayatın var? O bahsedilen zor model hayatını yaşayanlardan mısın?
Bunun için çok ters bir örneğim. Modelikle siyah ve beyaz kadar ayrı bir hayat yaşıyorum. Benim giyinme odamda üç ayrı bölüm var. Birinde davetlerde giydiğim kıyafetler, diğerinde iş toplantılarında giydiğim ceketlerim ve gömleklerim, diğeri de ailemle ve sokaklarda olduğum hâlim. Çok zor bir iş yapıyoruz; tırnağından, kaşına kadar mükemmel olman lazım. Ben profsyonel hayatımla normal hayatımı birbirinden çok iyi ayırdım. Çok savaş veriyorum bunun için. Günlük hayatımda Taksim'de çok dolaşırım. Bu ayrımı yapmazsam, Taksim'in ortasında topuklularıyla gezen bir kız olurum. Ben o değilim. Eşofmanımla gittiğim mahalle bakalım benim biraz ünlü olduğumu öğrendi ve benden beklentisi değişti. "Fotoğraflarında çok değişik görünüyorsun" demeye başladı mesela. O bile insanın üzerine bir yük bindiriyor hâliye. Demek ki biraz daha ünlü olsam neler olacak...

ÜÇ AY YURT DIŞINDA ÇALIŞTIM
BAMBAŞKA BİRİ OLARAK DÖNDÜM

Bu topraklardan dünya çapında tekstil markası çıkar mı?
Bu topraklardan tekstil anlamında dünya markası çıkar. O kadar çok imkân var ki... Ben babamın işi gereği tekstil fabrikasında büyüdüm. O fabrika, atölyeye düşene kadar da oralarda geçti hayatım. O yüzden, potansiyeli biliyorum. İleride bu işe girip girmeyeceğim hep soruluyor. Bir tasarımcı olmayacağım ama bir moda markası yaratmak gibi bir planım var.
Dünya çapında model çıkar mı peki?
Çıkar; bunlardan biri de benim. Dünyada bu işe başlama yaşı 14-15'dir. Ben başladığımda 22 yaşındaydım. Bu ülkede bir modeli alıp, yetiştirip, planlamasını yapacak bir yapı olsaydı ben şu anda dünyadaki en önemli yüzlerden biriydim. Kendi potansiyelimi biliyorum çünkü.

BURAYA KENDİM GELDİM

Sadece zamanla mı ilgili? Sadece erken başlasaydın mümkün olur muydu bunlar?
Bugünkü kariyerimi altı senede kendi ellerimle oluşturdum. Matematiksel bir çıkarım yapıyorum; 14 yaşındayken başlasaydım ve aynı eforla 22'sinde dünyaya açılsaydım her şey çok başka olurdu. Bu, işin matematiksel yönü. Memlekette seni dünya çapında marka yapacak; ajansların ve menajerlerin de olması gerekiyor tabii.

YURT DIŞINDA İŞLER BAŞKA

Var mı onlar?
Ajanslar var, menajerler var ama bunu söylediğim anlamıyla dünya ölçeğinde yapan maalesef yok. Bir modelin kısa ve uzun dönem planları, varsa yabancı dil ihtiyacının karşılanması, alacağı işlerin planlaması... Bunlar hâlâ çok eski usullerle yapılıyor. Modelliğe ilk başladığım zamanlarda üç ay Milano'da çalıştım. Öyle bir disiplinle döndüm ki, kariyerimde birkaç yıl ilerlemiş hisettim kendimi. Bu seneye kadar karşıma, bana bu alanda destek olacak insanlar çıkmamıştı ama şimdi hem oyunculuk hem de modellik alanında iki farklı danışmanlık alıyorum.
Oyunculukla ilgili projelerin?
Yakında ekrana gelecek bir projede yer alacağım. Oyunculuğu lisede hep yapmak isterdim ama modellik baskın olmuştu. Artık o yeteneğimin de görülmesini istiyorum.

#Sayfa#

ERKEKLER KADINLARDAN DAHA SAMİMİ

Bugüne kadarki hayatından memnun musun?
Memnun olmanın ötesindeyim.
Erkeklerden ne öğrendin?
Erkeklerden öğrendiğim tek şey; onları yönetmenin çok kolay olduğu! Daha netler her şeyden önce. Ben erkekleri kadınlardan dürüst ve samimi buluyorum. İki erkek böyle kolayca samimi olup birlikte bir şeyler içer mesela. Kadınların bunu yapması için binlerce parametre girer devreye; birbirini tartmalar, stratejiler... Kadından çok erkek arkadaşım vardır benim. Net olarak bir kız arkadaşım var. İşim gereği birlikte vakit geçirdiğim çok kadın arkadaşım vardır ama hayatımdaki arkadaş sayısı 1'dir.
Aşk, para ve kariyer... Bir önem sırası yapsan...
Kariyer, para ve aşk. Hep öyle oldu ve öyle de devam edecek.

ISSIZ ADAYA DÜŞSEM YANIMA
TELEFONUMU KESİN ALMAM

Modellik bir kariyer planı mıdır yoksa kader midir?
İkisinin bileşimidir. Yurt dışında model bulmayı iş olarak yapanlar var; ben de öyle keşfedildim. Üniversitede yarım gün tezgâhtarlık yapıyordum ve orada keşfedildim. Oraya kadar olan nokta kader ama ondan sonrası kariyer planı. Benden çok daha güzel kızlar var, peki neden benim yerimde değiller? Bu bir planlamanın sonucu işte. Ümit Ünal beni keşfetti ve elimden tutup defilesine çıkardı. Ama ondan sonraki kat ettiğim aşama bir planlamanın üründür.
Bir ıssız adaya düşsen yanına asla almayacağın şey ne olurdu?
Telefonumu almazdım. Zaten pili bitecek boş yere heveslenmeye gerek yok! Bir de makyaj malzemelerimi almazdım. Arada bir cildin dinlenmesinde fayda var.

SOĞUKTA KAFAM ÇALIŞMAZ

Bisiklet, motosiklet veya otomobil... Dünyanın etrafını hangisiyle dolaşmak isterdin?
Kafadan otomobil. Konforuma düşkünümdür ben. Bir de hava şartlarından çok etkilenirim. Soğukta kafam çalışmaz mesela. Doğayı çok severim ama limitleri zorlamak hiç bana göre değildir. O yüzden otomobili alayım ben; en temizi.

BU HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?


Ben bu hayattan mücadele etmeyi asla bırakmamayı öğrendim. Mücadeleyi bırakırsan vururlar. Hayatımı bunun üzerine kurguladım zaten.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA