İnsanlar yaşlandıkça aslında geriye gidiyor ya... Çocuklaşıyor hani... Eh hâl böyle olunca da tıpkı çocuklar gibi ota mota zırıl zırıl başlıyor ağlamaya... Bakınız İbrahim Tatlıses, bakınız Coşkun Sabah. İkisi de yıllardır boyattıkları saçlarıyla 'genciz biz, delikanlıyız' postuna bürünmeye çalışıyorlar ama nafile... Yüzler, gözler ve her daim o ağlamaklı ifade postun altındaki yaşlı kurdu açık ediyor. Bir de yeri gelmişken ne olur ve de Allah aşkına erkekler şu saçlarını boyatmasın yahu! Vallahi de çok komik, billahi de çok çirkin duruyor. Bu bakımlılık falan değil, bildiğin çoluğa çocuğa maskara olmak...
SESLERİ BERBAT...
Neyse ben söylemiş olayım da... İşte yaşlandıkça gözyaşı bezlerine hakim olamayanlardan Coşkun Sabah da geçenlerde Hülya Avşar ve Gülben Ergen'e vermiş veriştirmiş. "Sesleri berbat, şarkıları söylerken detone oluyorlar, bu yüzden stüdyolarda bir şarkıyı düzeltmek için sekiz saat Pro Tools cihazıyla düzeltmeler yapılıyor" demiş. Eee tamam biliyoruz. Yeni bir şey değil. Bu ülkede şarkı söyleyemeden şarkıcı olan yalnız bu iki isim mi var sanki? Hem kime ne? Her kör satıcının bir kör alıcısı oluyor. Alan razı veren razı. Ayrıca Sabah burada asıl ayıbı ekmek yediği kaba tükürerek yapmış bence. Çünkü kendisinin de söylediği gibi Gülben Ergen tam dört albümünü Coşkun Sabah'ın stüdyosunda yapmış. Yani Gülben'in ekmeğini yemiş. 'Müşteri velinimettir' sözü müzik piyasasında geçerli değil anlaşılan. Yaşlı başlı adamsın, saçından başından çekin diyeceğim ama, bu söz ak sakallı dedeler için geçerliydi değil mi? Onda o da yok ki!