Yıllar yıllar önce izlemiş, çok da sevmiştim o filmi... Dizisi çekiliyor diye duyunca pek sevindim. Soğuk kış gecelerinde haftanın bir gününü kapattık demek ki diye düşündüm. Hele dizinin bizim buralarda çekilmesi daha da hoşuma gitmişti. Bizim buralar: Ildır, Germiyan, yani Çeşme civarı... Ama 'Fatmagül'ün Suçu Ne?'nin ilk bölümünü izleyince karşımda yorgun bir ekip buldum. 'Aşk-ı Memnu'cular çalışıyor bu dizide de... Ama yani nasıl yorulmasınlar, her hafta 90 dakikalık bir sette çalışmak kolay mı? Keşke diyorum özellikle de senaristler, biraz nefes alsalardı ve bari bir sezonu boş geçirselerdi. Devamı bizi yanıltır mı bilmem ama bu dizi pek olmamış yahu... Gerçi 80'lerin ruhu yansıtılmak istendiyse ortada bir başarı olduğu kesin. Ama hikaye günümüze uyarlandıysa ortada bir sakillik var. Bir kere genç neslin jargonu artık çok farklı. Kayıp gençlik filmlerinin hal ve tavırları çoktaaaan geçti bitti. Diziyi izlerken bir arkadaşım "Her an bir yerlerden Banu Alkan, Serpil Çakmaklı fırlayacakmış gibi hissediyorum" dedi, ki aynı hissiyat bende de vardı. Beren Saat yine çok başarılı bir oyunculuk sergilemesine rağmen Bihter karakteri beynimizdeki yerini hâlâ çok net koruduğundan, o fettan kevaşeden masum köylü kızına geçişi pek yapamadık. Diyorum ya keşke biraz ara verilseydi. Önemli olan, her işte, yakalanan kaliteyi, standartı korumak değil midir? Para, para nereye kadar? Bir de bu hikaye İstanbul'a nasıl taşınacak, onu merak ediyorum. Kuyruklar birbirine dolanıp sonu Lost'a benzemesin de... Emeklere yazık...