Son zamanlarda duyduğum en güzel söz; "Hâlâ iyileşmeyen yaraların varsa, geçmişin 'bugün' olarak kalır." Hani tam da tarih değişirken, 'yeni yıl, yeni şans' diye niyetlenirken, listeler misteler yapılırken, bunu da not edin bir yerlere... Geçmişine yandığımın geçmişinin adı bile tozlu. Ben "Ahh nerde o eski zamanlar", yok çocukluğum, yok gençliğim muhabbetlerini hiç sevmem, hiç haz etmem.
GELECEĞE İNSAFSIZLIK
Bir arkadaşım "Hatırlar mısın, bir zamanlar şöyle yapardık..." diye söze başlarsa hemen keserim; "Hayır canım hatırlamam, hiç boşuna anlatma!" İyisi, kötüsü, yarası, neşesi bitmiş geçmiş günlerin muhasebesini yapmak, yaşanmış travmalara suçlu aramak, dönüp dolaşıp yine muhasebe yapmak; geleceğimize insafsızlık gibi geliyor bana. Kısaca ben dün yediği yemeği bile unutmayı tercih edenlerdenim. Anı dolabımda sürekli yeni yer açıyorum ki tazelensin, şenlensin. Tavsiye ederim.