Dört duvar arasında yaşananlara karışmamak, ahkam kesmemek, fikir beyan etmemek lazım tamam ama burada dayanamayacağım...
Gökçe Bahadır ve Ali Sunal'ı şahsen tanımam, tanıyan birilerini de tanımam.
Yani sadece yapılan röportajlarda kendilerinin bana, bizlere anlattıkları kadar biliyorum bu ikiliyi.
GERÇEKTEN ŞAŞIRDIM
Yakın zamana kadar birbirlerini ne kadar sevip saydıklarını anlatıp duruyorlardı. Yan yana geldikleri her karede de yaşadıkları mutluluk zaten yüzlerinden okunuyordu.
Bu yüzden bu kadar erken gelen boşanma haberine çok şaşırdım doğrusu.
Tamamen dış kapının mandalı olarak da olsa kendilerine, 'Saçmalamayın, şımarıklığın âlemi yok, bu kadar erken pes edilmez' deme ihtiyacı hissettim.
HİSLİYİM, HİSSEDERİM
Boşanmak gerçekten artık çocuk oyuncağı oldu.
Bu ikili, hani yeni tanışmış ve cicim aylarının heyecanıyla nikahı patlatmış olsalar hadi anlayacağım.
Ama üç yıllık bir beraberlikten sonra ne çabuk vazgeçtiniz birbirinizden şekerim böyle?
Oturun oturduğunuz yerde; bak sonra çok özleyecek, çok arayacaksınız birbirinizi, söyleyeyim. 'Sen ne biliyorsun ki?' demeyin..
Hisli hayvanım ben, hissederim.