Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Gel kardeşim elini ver bana

İki kardeşin birbirine yıllarca küs olduğunu duyunca çok şaşırırım. 'Kardeşlik', kelime olarak bile 'küslük'le yan yana gelemiyor kafamda.
Bu yüzden 'Kuzey Güney'i izlerken son iki bölümde boğazıma bir el yapıştı sanki.
İki kardeşin aslında birbirini bu kadar sevip de nefret ediyormuş gibi yaşamaları çok can sıkıcı.
Aynı annenin karnında şekillenmiş iki insan birbirinden nefret edebilir mi?
Edenler var tabii...
Şu da var; iki insan, kardeş diye her an, her saniye gül gibi geçinip gidecek, hiç fikir ayrılığı olmayacak, arada kısa süreli dargınlıklar, kaprisler yaşanmayacak diye de bir şey yok.

GRİDE BİLE BULUŞAMAYIZ
Biz mesela iki kardeşiz.
Ablam ve ben birbirinden tamamen ayrı karakterlerde iki insanız.
Hani kıyısından ucundan bile birbirimize benzemeyiz.
Ben aksam, o kara; ben geceysem, o gündüz.
Gride bile buluşamayız; o kadar ama o kadar terstir yapılarımız.
Bu yüzden çocukluk ve ilk gençlik yıllarımız birbirimizin kolunu, bacağını cırmalamak, kafasını ısırmakla geçti. Gece- gündüz, evde bildiğin 'cat fight' vardı.
Hep küstük, hep kavgalıydık. (Bir de evin mülayim, çalışkan ve uslu kızı olduğu için annem hep ablamın tarafını tutardı, ben iyice delirirdim. 'Güney'i kayıran 'Handan Hanım' gibi. Evet, anne kabul et artık; yapardın bunu!) Ama işte çocuktuk be kardeşim, çocuktuk!
O yaşlarda tamam da, kazık kadar olunca aynı husumeti, aynı kavgaları sürdürmek de neyin nesi?

YAŞ KEMALE ERDİ
Şimdi arada yine birbirimize kızarız, yaptıklarımıza karşılıklı burun kıvırırız falan ama çaktırmadan.
Yaş kemale erince artık kırmaktan ve kırılmaktan çekiniyoruz çünkü.
Birbirimizin en yakın arkadaşıyız.
Olmak zorundayız.
Çünkü biliriz ki gün gelip herkes köşesine çekildiğinde, biz birbirimize kalan olacağız.
Bir kardeşiniz varsa ve bu aralar yaptıklarıyla, söyledikleriyle canınızı sıkıyorsa, arada da küslük varsa; bir daha düşünün derim.
Yarın, öbür gün başınıza bir iş gelse; gözünüzü ilk açtığınızda karşınızda göreceğiniz yüz, eminim ki onun yüzü olacak.
Ya da kardeşinizle ilgili şimdi bir kötü haber alsanız, pabuçları evde bırakıp hastaneye öyle koşarsınız.
Kardeş olduğunuzu hatırlamak için o acı haberi almayı beklemeyin.
Yaşça küçük de olsanız, büyüklük sizde kalsın; hadi şu telefonu açıverin!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA