Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Rüzgarı kaçırma yelkeni aç

Beni çok uzun zaman önce reiki ile tanıştıran, spiritüel akımlara ilgi duymama neden olan, köşeme de zaman zaman konuk ettiğim sevgili Korkut Keskiner; sosyal medyada yine "Aa evet, aynen böyle hissediyorum ben de!" dediğimiz bir yazı paylaşmış.
Beni, kollektif bilinç denilen şeyin varlığı ve doğruluğuyla da yine o tanıştırmıştı. 'Yola Işık Düşünce' başlığıyla yayınladığı aylık yazılarında; ben o günlerde fiziksel veya ruhsal ne hissediyorsam, aynılarını kaleme alıyordu. "Korkut tüm bunları hissettiğimi nereden biliyor, adama malum mu oluyor?" derken; yazının altına yapılan yorumları okuyunca şaşkınlığım daha da artıyordu.
Çünkü herkes benim gibi "Bu adam bugünlerdeki ruh halimi nasıl tahmin etmiş?" tadında cümleler yazıyordu.
O zamanlardan beri biliyor ve anlıyorum ki; insanoğlu olarak, Özdemir Asaf'ın da dediği gibi "Aynı anda geçer aklımızdan, aynı düşünce, bir duvar gibi aramızdan."

DÖNÜŞME ZAMANI
Dün yazdıklarını okuyunca "Al işte!" dedim, "Bugünlerde içimdeki bu yelken açma isteği, değişim duygusu, bana neler oluyor, eskisi kadar katı ve hoşgörüsüz değilim, nereden çıktı bu herkesi ve her şeyi anlamaya çalışma isteği? demem boşuna değilmiş."
Sizinle de paylaşmak istedim.
Okuyun ve kendinizi şöyle bir yoklayın... İçinizde yaşadığınız doğum sancıları tekamülün ışığı olmasın? "Tekamül için uğraşırken, ilerleme hızımız değişkenlikler gösterir.
Daha fazla yükselebilmemiz için, ortalama tekamül düzeyinin limitlerinin de yükselmesi gerekir.
Bunu beklediğimiz zamanlarda durduğumuzu zannederiz, oysa bu bir hazırlık zamanıdır.
Rüzgar ve deniz durmuştur ama rüzgarın artacağı ve denizin dalgalı olacağı zor ve keyifli bir aşamanın beklentisi vardır.
Şimdi yeni bir basamak geliyor... Çok hızla dönüşeceğimiz bir döneme hazır olalım. Kötü ya da yanlış hiç bir şey yok; yadırgamadan, yargılamadan, reddetmeden, olan her şeyin büyük iradenin tecellisi olduğunu bilerek, değişim rüzgarını kaçırmamak için yelkenleri açma zamanı..."

ARTIK DAHA YUMUŞAĞIM
Kendi adıma söyleyeyim hâlâ "Bu kötü, bu yanlış, bu doğru" diyebiliyor ve bazı insanları ve durumları çatır çatır yargılayabiliyorum.
Hatta hâlâ dangalaklıklar ve haksızlık karşısında dayak yemeyi bile göze alıp ortamlara frensiz dalabiliyorum ama gerçekten eskisi gibi değil...
Sanki eski bir alışkanlıkla, eski bir kodlamayla ' Şimdi benim bunu yargılamam, eleştirmem, hor görmem lazım' dermiş gibi zorlama bir hırçınlıkla yaptığımı fark ediyorum.
Ve madalyonun diğer yüzünü merak edip artık o tarafa da bakabiliyorum. Hoşuma gidiyor bu yumuşama hali...
Kendimi ve başkalarını daha az hırpalıyorum.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA