Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Ben bu yaz...

Güneş olup açtım bu yaz, sonra koştum, saklandım dağların arkasına... Kendimi sevdim bu yaz, kendime kızdım, küstüm, konuşmadım, sonra dayanamadım, barıştım bu yaz. Çeşme'ye koştum bu yaz. Buz gibi denizinde yüzüp, rüzgarında sarhoş oluverdim. Offf... Aşkın kıyısından döndüm bu yaz. Sabretmeyi öğrendim... Yani öğrenmeye çalıştım diyebilirim. Hep aynı sınav, hep aynı sorular çıkınca insanın karşısına; cevapları değiştirmesi gerektiğini anlıyor işte. Hepimizin bir kusuru varsa bu hayatta, hani törpülemezse ömrünü törpüleyecek bir tarafı; benimki de sabırsızlığım...

PARDON, BAKAR MISINIZ?
Hadi itiraf zamanı; acele acele koştururken takılıp düştüm bu yaz. -mış gibi yapayım derken kendimi gerçeğin içinde buluverdim... Birileri yine bana numara çekti bu yaz. Kız arkadaşlarıma doydum bu yaz. Gardiyan İpek'le tatile çıktım; İstanbul sabahlarını kahve keyfiyle taçlandırdım. Dilhan'la İstanbul'un altını üstüne getirdim. Aslı'yla uzun uzun sohbet ettim. Heyy! Galiba arkadaşlığın değerine uyandım bu yaz. Daha çok dinledim, daha çok bekledim, daha çok şefkat hissettim, daha çok çıktım kendimden... Çıkabildiğim kadar yani... Müjdeler olsun! 'Söz gümüşse sukut altındır' lafının altını çizebildim bu yaz. Doyasıya güneşlendim, çevreme bakıp gülümsedim, yanık tenim, ışıltılı saçlarım, renkli elbiselerim hoşuma gitti. Harika şarkılar dinledim, bir o kadar da yazdım, kendi müziğimi buldum. 'Pardon Bakar mısınız?' dedim, şans bu ya; duymadılar, n'apalım? Ben Sezen'den şarkımı söylemeye devam ettim. En büyük bomba: 'Hayır'ı sözlüğüme aldım. Memnun olmadım aldığım bazı haberlerden. Bazıları da yüzümü güldürdü, umutlandırdı beni. Anneannemi kaybettim... Yalnızlaştım, hüzün yerleşti gözlerime, belli ki yatıya geldi, gitmeyecek işte. Ablamı evlendirdim. Mutluluktan ağladım... Çocukluğumuzu bıraktık anılarda...

HEP ÇOCUK KALAMAZSIN
"
Hep çocuk kalın" tavsiyeliyor bilenler. Galiba kandırıyorlar bizi, onu anladım. O kadar üzüntünün, tecrübenin, kırılmışlığın, ayakta kalmak için şekil verilmişliğin üstüne çocukluk kalır mı be usta? Sadece ara sıra uğrayabiliriz çocukluğumuza, selam verip, çocukmuşuz gibi yapabiliriz, o kadar! Büyümek böyle bir şey. Kendime verdiğim sözleri tutmaya başladım bu yaz. Kocaman bir 'aferin' aldım. Konserlere gittim, şarkılar söyledim, dans ettim... Uyumadım... Defalarca güneşin doğuşunu seyrettim. Ne iyi ettim! Biraz gittim, biraz kaldım. İşte en müthişi geliyor: Telefonları kapattım bu yaz, anın tadına vardım. Fark ettim ki; aşk seni bulabilir de, uzakta durabilir de, samimi oluyor derken, tuzaklar kurabilir de, bu böyle...

YAĞMURU İZLERKEN...
Şimdi şehrimizde yağmurlar yağıyor üzerimize. Al sana! Bir yaz daha kıyıdan kıyıdan çekip gidiyor işte. Yanık tenim soluyor, askılı elbiselerim rafa kalkıyor, hatıralar birikiyor, soğuk geliyor, yıldızlar gidiyor. Ama bu kız şunu biliyor; sonbahar bizi bize döndürecek, insanlarla ve kendinle kurduğun ilişkiler kadar ısınacak içimiz. Yağmuru izlerken düşüneceğiz, neyi özlediğimizi bilmeden özleyeceğiz yine. Şanslılarımızın yanında nefes alacak mutluluk; mutluluk, arkadaşlar, dostlar, aile demek bileceğiz... Ve ardından bir yaz daha gelecek. Kim bilir yeni yaza nasıl gireceğiz? İlle de değişeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA