Timuçin Esen hadisesini an itibariyle bilmeyeniniz kalmamıştır. Özet: Esen Beyoğlu'nda bir bardan alkollü şekilde çıkıyor. (E normal!) Kapıda hazır bekleyen kameralar çekmeye başlıyor. (Eh o da normal...) Esen'in arkadaşı, üzerine vazife gibi kameralara sataşıyor. Sonra iş büyüyor, Timuçin Esen magazincilere saldırıyor. İş çığırından çıkıyor. Magazinciler korkmuşlar gibi polise şikayet ediyor. Sonuç: Timuçin Esen iki kolunda polis, yerlerde sürünüyor, magazinciler çekiyor. Aman ne güzel! Nereden baksanız rezillikten başka bir şey değil. Timuçin Esen, arkadaşının kurbanı oluyor, evet! Fakat magazinciler de işin suyunu çıkarttılar artık. Timuçin Esen'in sarhoş olma hakkı var! Magazincilerin de çekme hakkı. Ama kimsenin kimseyi yerlerde süründürme hakkı yok! İçkili bir adamı onlarca adam çevirmiş, birileri çekiştiriyor, birileri çekiyor, birileri azarlıyor. Yok artık!