O özlemlerle büyüttüğün, geceleri gönlünü daralttığın, 'keşke'lerle ruhunu tokatladığın, kendi kendini kanırttığın, beklerken köleye döndüğün, kendinden kaçtığın, ortada kaldığın, bakışlarını anlamsızlaştırdığın gerçek olmayabilir aslında...
Ah şu köşeden dönse, bir kerecik seni görse, gözü gözüne değse, düşmanların nazarı değmese, aranıza girenler imha edilse her şey mükemmel olacak sandığın hiç de öyle olmayabilir aslında...
Bazen küt diye karşılaşmak büyüyü bozabilir, seni silkeleyebilir, esip tependeki bulutları dağıtabilir, bir bakmışsın ki tüm soru işaretleri cevabını bulabilir, dün gece çektiğin acı yok olabilir aslında...

FAZLA TAKMA, TAKILMA
Burnunun dibindekini görmeye başladığında müthiş bir ferahlık seni sarabilir aslında...
Göz görünce gönül daha fazla katlanmak istemeyebilir aslında.
Şu çektiğin sıkıntı var ya; bir gün hiçbir şey için olduğunu fark edip gülümseyebilirsin aslında...
O yüzden hani derler ya 'Fazla takma, takılma'; gereğinden fazla sarılma.
Yaşadığın aklından geçen kadar aslında.
Sevmek sende, sevilmek onlarda. Hepsi ihtiyacımız olan kadar aslında.
Bir sabah ummadığın anda biri gülümserse sana, şaşırma. Olur böyle şeyler aslında.