Duymayan kalmamıştır herhalde; sabah kuşağı magazin programlarından birindeki bir yorumcu abla, Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna' eserinin, pop ikonu Madonna'nın hayatını anlattığını iddia etti. Hem de müthiş bir kendinden eminlik ve inançla... Sonra izle sosyal medyayı; kıyametler koptu tabii! Olayımız bu... Benim bu olay karşısında düşündüklerim ise şu şekil:
Oh olsun; magazini dedikoduya, kimin kiminle beraber olduğuna indirgeyen tüm magazin âlemine...
Kapışacaklar diye iştahla, sivri dilli özelliğine tav olarak birilerini alıp sabah ekranlarına konduran televizyon yapımcılarına oh olsun!

MAGAZİN KELİMESİNİN ANLAMI
Magazin nedir? Halkın çoğunluğunu ilgilendiren hafif konuların renkli fotoğraflarla sunulmasıdır.
Bunun içine yeme-içme dünyası, moda, spor, müzik, sinema, tiyatro, sergiler, şehirlerdeki kültür-sanat yaşamı, ünlüler, eğlence dünyası, konserler, kitaplar, yazarlar da dahildir. Bugün magazin kelimesinin birçoğumuzun tüylerini diken diken etmesinin sebebi; her şeyin olduğu gibi magazinin de içinin boşaltılması, konunun paparazzilikle eş tutulmasıdır. Gazetelerin, televizyonların ya da magazin sitelerinin başındaki kişilerin düşünmesi gereken şimdi budur: Biz ne yapıyoruz?
Herkes, her şeyi bilmek zorunda değil; zaten bilemez. İnsanlar ilgi alanlarına göre bilgi toplar. Kimi edebiyat delisidir, kimi hayvanlar âlemine hakimdir, kimi sinemayı yalamış yutmuştur, kimi bilim dünyasının sıkı takipçisidir. Bilmemek sorun değildir, 'Bilmiyorum' demek ayıp değildir.
Kişilerin bilgi sahibi olmadıkları konularda cesurca konuşabilmesi; acilen tedavi edilmesi gereken, yaygın bir 'akıllı telefonlar-akılsız ama küstah insanlar' hastalığıdır.
Bilmediği konu hakkında kendinden bu kadar emin, elini masalara vura vura konuşabilenler karşısında dehşete düşüyor, buz kesiyor, üşüyorum dostlar.
Bu olay bir kişinin gafı değil, gelinen yerin hüzünlü belgesidir. Herkes payına düşeni almalıdır.