Alın size İstanbul'dan bir cuma gecesi kombosu. Esasen ben bu soğukta sokaklara çıkmayı sevmiyorum. Sanırım şu uzuuun ömrümün en üşüdüğüm kışı bu kış oldu. Biri 'Ayşe hadi şuraya gidiyoruz' dediğinde kafamdan bir kova buzlu su dökmüşler gibi titremeye başlıyorum. Haaa-yıııııııır!!! Evimden çıkartmayın; battaniyemden, kahvemden, hırkamdan ayırmayın beniiiii! Ve fakat bu kez trend yazarımız Mert Vidinli'yi kıramadık, cuma akşamı arkadaşım Esra ile 'İstanbul gecelerinde ne oluyormuş' turuna çıktık. İlk durak, Etiler'deki Fenix'te Mert'in yanı... Bu yaz, yemeği ve kulübüyle Bodrum Yalıkavak Marina'nın, hatta tüm Bodrum'un en çok iş yapan yeriydi Fenix. Her gece ağzına kadar doluydu.
Etiler'deki kışlık yerinde de durum farksız. Zeynep Fadıllıoğlu imzalı dekoru, nefis Güney Amerika mutfağı (taco sevenler kaçırmamalı), DJ Engin Yelkenci'nin eskiden yeniye müzikleri, görmeyi görülmeyi seven insanların podyum geçişleri ve havalı kokteylleri ile tam bir 'Sex and the City' mekanı.
Hadi küçücük de magazin yapalım. Yan masama gelen, son zamanların en iyi çıkış yapan (o ne demekse, anladınız siz) sosyetik genç kızı Aslışah Alkoçlar'a bayıldım. Güleryüzlü, cool, eğlenceli ve müthiş sempatik bir kız. Model Özge Ulusoy da çocukluk arkadaşıyla yemek yiyip hasret gideriyordu. Evet, Özge sıfır beden olsa da gerçekten yemek yiyor, gel de inan!
AH O İŞLETME !
Fenix'ten sonra hedefimiz canlı müzik... Sahnesine, sesine, özgüvenine ve coşkusuna bayıldığım Selen Servi'yi dinlemeye Zorlu Center'daki Eataly'e gittik... Eataly; tam benlik bir yer. İlk günden beri takibe takip, like'a like demiyor, gurme lezzetler sunan marketinden kendimi alamıyorum. Acaba neredeymiş bu canlı müzik bakalım... Eataly'de merdivenlerden üst kata çıkınca teras kısmındaymış. Ah o işletme ah! Kapıya Selen Servi'nin posterini koymuş, üzerine Biletix'te 50 TL+bir içki yazmışlar. Bravo yani! Sen hem lüks bir yer yapacaksın, hem de 50 TL +bir içki diye kapıya poster asacaksın. Zaten Emirgan'dan Etiler'e, Bebek'ten Nişantaşı'na ve Karaköy'e kadar nereye gitsen alkollü içkiler 40 TL'den başlıyor. Sen bu topa niye giriyorsun ve durumu ucuzlatıyorsun?
Selen Servi'yi gece hayatı ahalisi bilir, repertuvarı olağanüstüdür. Kadının söylemediği şarkı yok, eğlenmemek imkansız ve hali hazırda dinleyici kitlesi var. Bu yersiz çaba niye? Selen sahnede yine döktürürken, bu kez masalara küçük tabaklarda domatesli makarna gelmesin mi? Kimse elini sürmüyor tabii; ne makarnası, ne domatesi şimdi! Yoğurt da verseydiniz bari. Üzerine az nane-pul biber, yalancı mantı misali. Teras desen buz gibi! Yak iki varilde ateş, yap birkaç hoşluk; o da yok. Ancak makarna...
Neyse... Selen'den çıkıp bir de Etiler Set Kebap'ın yanındaki kabare- bar-restoran La Boucherie'ye uğradık. İçerisi tıklım tıklım, kıyamet. Sahnedeki üçlü kanepede yine Ceynur şarkı söylüyor. Konuklar arasındaki Sıla, müzik ortağı Efe Bahadır'la Ceynur'un yanına oturup 'Kafa nereye biz oraya' ile konuya girince gece zirve yapıyor. Eee zirvede bırakmak da bizim işimiz değil mi? Cuma gecesi üçlememiz burada sona eriyor.
