Yapmak istediğimiz işleri erteleten, zamanı ellerimizin arasından kaçıran, odaklanmamızı engelleyen, bizi kukla gibi oynatan, rüzgarda yaprak misali savuran şeylerle çevriliyiz sanki. Bakıyorsun akşam olmuş, bakıyorsun yine yarına kalmış, bakıyorsun bakacak halin yok. Bakıyorsun günler, yıllar akıp gidiyor ve yine yeniden olmuyor, olduramıyorsun.
Geçen gece uykum kaçtı bunları düşünmekten. Uykumun kaçması olağanüstü bir durum değil; benim uykum kaçar. Kovaladıkça kaçan ateşböceğimdir kendisi. Dedim ki, "Ayşe al kağıdı kalemi, yaz alt alta verimini düşürenleri. Oyuna gelme, saman kafalıya dönme!"
Buyrun verim düşüren şeyler listeme...
UYKUSUZLUK: Ne olursa olsun, uyku düzenini oturtmak elzem. Uykusunu alamamış bünye işlemiyor maalesef. İyi uyumak için de sakin kafa, sistemi tıkır tıkır işleyen bir beden gerekiyor.
AKILLI TELEFON: Telefonlar o kadar akıllı ki, bizi aptal ediyorlar. Tam işime odaklanmışken bir mesaj gelmeye görsün... Mesaja bakayım derken kendimi sosyal medyada, oradan fotoğraf arşivinde, oradan WhatsApp gruplarında sohbette buluyorum. Gitti odak, iyi mi! Çalışma zamanı ya da biriktirme ve toplama zamanı, telefonlar uzakta tutulmalı.
SOSYAL MEDYA: Büyük tuzak, hatta girdap. Twitter, facebook ve Instagram eşittir Bermuda Şeytan Üçgeni. Başkalarının filtrelenmiş, sahte mutluluk basılmış hayatlarına baka baka aptallaşıyoruz sanki. Gözler ağrıyor, zihin şaşkına dönüyor, algı dağılıyor. Verimli çalışmalar için sosyal medya orucu olmazsa olmaz.
ARKADAŞLAR: 'Arkadaşlarıyla aşk yaşayanlar' başlıklı bir araştırma yapılsa, Google Earth ilk beni gösterir herhalde! Öylesine deli oluyorum arkadaşlarıma... Tabii bu delilik; uzun telefon konuşmaları, hasretten sebep zırt pırt buluşmalar, 'oraya gidelim buraya gelelim'lerle karşılık buluyor. Sonra mı? Sonrası 'Aaa bugün yine bitti!' Her şeyde olduğu gibi, arkadaşlıkta da denge şart, değil mi efendim?
Çok şanslıyım ki, benimkiler enerji küpleri... Bir de negatif arkadaş sarmalı var ki, aman Allah'ım! 'Önce yapılması gerekenler-sonra arkadaşlar' düzenine geçmek lazım.
ELALEMLER, BAHANELER: Bakınız: 'Yapamazsın', 'Bu yaştan/bu saatten sonra olmaz', 'Elalem ne der?', 'Buldun da bunuyorsun', 'Aç değilsin, açıkta değilsin'...
AŞKLI HALLER: Bunu ben söylüyorsam anlayın yani. Aşk insanıyız diyoruz ama bizi aşağı çeken ilişkilerden kendimizi alamıyoruz. Aşk huzurlu bir şey değildir tamam ama bu kadar da senden götürmemeli ve gününü, geceni ele geçirmemeli.
ENDİŞELER, KORKULAR, PANİKLER: 'Verim düşmanları' listesinde sonda olsa da olayların asıl temeli onlar. Hani o yapamayacağını, boşvermeni söyleyen sesler bunlar. Zihin rahatlamadan, korkular silinmeden, endişe kapı dışarı edilmeden işimiz çok zor.
