Böyle de bir algımız var; birini eleştiriyorsan ona düşmansın, ondan nefret ediyorsun, savaş baltalarını çıkarıyorsun.
Genç bir okurum, sosyal medyadan bana mesaj yollamış. Diyor ki: "Ayşe Hanım size sormam gerek çünkü kafam karıştı. Daha önce köşenizde Arda Turan'ı eleştirmiştiniz. 14 Şubat yazınızda ise 'Sevdiğim dört kişiye sorular sordum' diye yazıp içine Arda Turan'ı da dahil etmişsiniz. Ben bunu anlamadım, lütfen açıklar mısınız?"
Hazırsan, hemen açıklıyorum...
Arda Turan ya da bir başkasını eleştirdiğim zaman, bu onu sevmediğim anlamına gelmiyor. Eleştiri, kötü niyet değildir. Örnek Arda Turan diye oradan devam ediyorum; birçok övgü yazısı da yazdım kendisi için, yeri geldi eleştirdim de... Ama Arda Turan'a saygım-sevgim-hayranlığım her zaman bakidir.
Eleştiriler; durumlara, davranışlara ve fikirlere karşı yapılır.
Ayrı görüşlerde olan kişiler en yakın arkadaş olabilir mesela, ki bu arkadaşlığın en güzel halidir. Tartışabilmek, düşünce ayrılıklarına rağmen bir arada olabilmek; medeniyetin, karşılıklı sevginin ve saygının işaretidir. Zaten olması gereken de budur.
Çevremiz, hep aynı görüşte olduğumuz kişilerle dolsa nasıl gelişebiliriz? Nasıl başka açılardan bakmayı öğrenebiliriz?
Ama sen de haklısın, maalesef 'Benim gibi değilsen, benim gibi düşünmüyorsan karşımdasın' rüzgarlarında savruluyoruz. Savrulmayalım...