Önceki gün Taraf'ta çıkan Tuğba Tekerek imzalı Reha Erdem röportajını mutlaka okuyun... Erdem, klasik, 'entel' yönetmen algısını ve elitlerin 'Recep İvedik' takıntısını altüst etmiş. Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu gibi yurtdışında ödül yağmuruna tutulan, Türk Sineması'ndaki yeni jenerasyondan bahsederken popüler sinemaya da hakkını vermiş: "Filmler üç dört milyon seyirci topluyor, bu da çok değerli. Bunların hepsi umut verici..." Erdem'in "Dört milyon izleyicili filmleri neden değerli?" sorusuna verdiği yanıt da anlamlı: "Bir kere sinema salonuna gidiyor insanlar. Sinema salonuna giden dört milyonundan 10 bini salon şaşırsa (gülüyor)... Şaka yapıyorum ama... Benim 13 yaşında kızım var, İvedik'ler bilmem neler, o hevesi sonra başka şeye yöneliyor." Erdem'in, başta kendi filmleri olmak üzere sanatsal yapımların Türkiye'de az izlenilmesine de yakınmaması ilginç. Erdem, Türkiye'de bu filmlerin az izlenilmesini kabullenmiş, "Bu filmler zaten para getirsin amacıyla yapılmıyor. Sebil..." diyor. Ne diyeyim, keşke para da kazansalar, keşke az izlenilmesi yetmezmiş gibi "Bu filmlere niye ödül veriliyor?" denmese. Ne yazık ki, bu filmlere sahip çıkmıyoruz. NOT: Rıdvan Dilmen'in Telekulak skandalı ile ilgili yazımda ünlü yorumcunun, Tanju Çolak ile oynadığı reklamın Borusan için çekildiğini yazmıştım. Nasıl bir akıl kayması yaşadıysam araya bir 'u' girmiş. Borsan, Borusan olmuş. Özür dilerim.