İzmir Özel Saint Joseph Fransız Lisesi, 11'inci Liseler Arası Kitap Haftası kapsamında polisiye yazarı Ahmet Ümit'i ağırlamış. Yeni Asır'dan Şirvan Bektaş imzalı haberde Ümit'in öğrencilerle yaptığı söyleşiden çok ilginç açıklamalara yer verildi.

ÖĞRENCİ GAZI
Ümit,"İktidarla yakın duran edebiyatçının ahlaki sorunları vardır. Bugün tüm sanatçılar Ermeni ve Kürt sorununu savunur oldular. Ancak hiçbiri samimi değil. Ancak Yaşar Kemal, Kürt sorununu savunursa, ona inanırım. Yazar muhalif olmak zorundadır... Ben Elif Şafak gibi 'mıy mıy', Orhan Pamuk gibi 'bıdı bıdı" yazamam. İçinde yetiştiğim politik yapı ve günün koşullarının getirdiği adrenalin ile yazıyorum" demiş. Acaba Ahmet Ümit bu açıklamaları normal bir röportajda da yapar mıydı? Yoksa Ümit de mi gündeme gelmek için 'çakıyor'? Bu sorulara objektif yanıt bulmak zor ama şurası bir gerçek ki, yazarlar öğrencilerin karşısına çıktıklarında daha bir coşuyor. Öğrencilerin yarattığı özgürlükçü, anarşist sinerci sayesinde yazarlar daha hesapsız, kitapsız, dobra dobra konuşuyorlar.

MANYAK POLİS
Ümit'in ağır eleştirilerinden diziler de nasibini almış: "Arka Sokaklar' ve 'Behzat Ç.' gibi polisiye dizilerini saçma buluyorum. Polisiye zeka gerektirir. Polisiyede sayıların yerini insanlar, işlemlerin yerini olaylar alır. 'Behzat Ç.', manyak bir polisin hezeyanlarını anlatıyor, dizide ne akıl var, ne de zeka.." "Manyak polisin hezeyanları..." Tuttum bu lafı. Aslında sadece polisiyelerde değil, tüm dizilerde uzun süredir bir manyaklık edebiyatıdır gidiyor. Halkımız, psikopatları sevdiği için mi bu diziler tutuyor, yoksa diziler halkı psikopat yaptığı için mi 'manyaklık' edebiyatı reyting alıyor belli değil. Yani "Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıktı" gibi bir durum söz konusu. Ancak ülkede psikopat enflasyonunun arttığı kesin.