Küçüktüm, ufacıktım...
Evimiz Beyoğlu'nda, Tercüman Çıkmazı'ndaydı.
Komşularımızın yarısı Rum ve Ermeni'ydi ve ben en çok Rum komşumuz Güzel Teyze'yi severdim. Çünkü çok güzel masallar anlatırdı! Adı Güzel değildi tabii ki ama ben ona hep 'Güzel Teyze' derdim...
Ailem beni yazları Kuran kursuna da yollardı...
Bir gün kursta hocamızdan "Hıristiyanlar öldüklerinde doğrudan cehenneme gidecek" lafını duydum.
Eve gidince de hemen "Güzel Teyze cehennemi gidecek anne?" diye sordum.

CEHENNEME GİTMESİN!
Annem kem küm etti, "Yok" falan dedi... Rum ve Ermeni komşularımıza dair hiçbir zaman karalayıcı bir lafı olmayan annemi; belki bu sözleri söyleyen kişinin cami hocası olması frenledi.
Her neyse, hocanın kararlı ses tonu beni etkisi altına almıştı. Ben de "Niye anne, neden? Güzel Teyze cehenneme gitmesin" diye tutturdum.
Dün gibi hatırlarım, o gece Güzel Teyze cehenneme gidecek diye ağladım... Şimdi böyle cami hocaları var mı bilmiyorum ama Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri'nin sözleri bana sizinle paylaştığım anımı hatırlattı.
Müftü efendinin Hıristiyanlar için kutsal olan Noel Baba'yı aşağılayan, dalga geçen sözlerini hepimiz izledik.
Peki, izleyip ne yaptık? O haber sanki eğlencelik, dalga geçilen, geyiği yapılan kıvama dönüşmedi mi?
Açın bakın Twitter'a ya da haber sitelerindeki okuyucu yorumlarına... Çoğu gevrek gevrek gülüyor.
Noel Baba vardır, yoktur; o farklı bir tartışma konusu. Yılbaşının kutlanıp kutlanmaması ise gereksiz bir tartışma. Çünkü herkes çok iyi biliyor ki, o gece yeni yılın gelişi şerefine kutlanıyor.
Herkes kendince eğleniyor, dağıtıyor işte... Benim annem hâlâ domuz kokuları gitsin diye her yılbaşı kabak tatlısı pişirir ama Güzel Teyze'ye de vefat edene kadar hep yemek götürürdü.
Türkiye bu küçük ayrıntılarda gizli işte.
Lakin Keşan müftüsünün sözlerinin unutulmaması gerektiğine inanıyorum.
Ecdadımızla, farklı dinlere olan hoşgörülü tutumlarından dolayı hep gurur duyduk, duyuyoruz.
Ancak bazıları bilinçli, bazıları bilinçsiz bir şeklide hâlâ Hristiyanlık dinini aşağılıyor bu ülkede.
Kafamızda o kadar çok hurafe ve önyargı var ki, bazen ne söylediğimizin bile farkında değiliz.
Bilmiyorum hep bana mı denk geliyor; ne zaman cuma ya da bayram namazına gitsem, hep hutbelerde Haçlı Seferleri mevzusu geçiyor.
Günümüze gönderme yapmak için Haçlı zihniyetinden bahsedilirken de hep bir aşağılama havası seziyorum.

MÜFTÜYE DAVA AÇILSIN
Bunlar bize yakışmıyor!
Avrupa'daki İslamofobi'den, 11 Eylül'ün Müslümanlara dair yarattığı ırkçı yaklaşımlardan şikayetçi olurken, arada kendimize de bakmamızda fayda var.
Ülkeler arasında ne kadar sorun yaşansa da, dinler hiçbir şekilde aşağılanamaz! Biz nasıl Müslümanlık hakkında en ufak bir aşağılamada ayağa kalkıyorsak, başka dinler içinde aynı hassasiyeti göstermeliyiz.
Aslında bir savcı çıkıp Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri'ye dini aşağılıyor diye dava açsa... Birçok şey değişir bu ülkede!