Uzun ve sıkıcı bir yazı olacak ama sadece TV sektörünü değil, tüketicileri de yakından ilgilendiren bir soruşturma bu. Önce size bir özet geçeyim:
Her şey D-Smart'ın 31.12.2013 tarihinde 'Sözleşme süresi doldu' deyip Sinema Televizyon Yayıncılık ve Prodüksiyon A.Ş.'nin Sinema TV adlı kanalları apar topar platformundan çıkarmasıyla başlamıştı. Sinema TV kanallarının 430 bin abonesi vardı. D-Smart bu aboneleri, kendi kurduğu yeni kanallara yönlendirdi. Ve yıllardır TV sektörüne milyonlarca dolar yatırım yapan Sinema Televizyon Yayıncılık ve Prodüksiyon A.Ş., bir anda sektörün dışına itilmiş oldu çünkü Digitürk de Sinema TV kanallarını platformunda istemiyordu.
Sinema TV aboneleri şikayetçi olunca, önce Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) inceleme başlattı ve inceleme sonunda D-Smart'ın Sinema TV abonelerine haksızlık yaptığını, abonelerin ceza ödemeden üyelikten ayrılabileceğini açıkladı.
D-SMART UYARI ALMIŞTI
Daha sonra RTÜK, 25.04.2014 tarihli yazısında; 6112 sayılı kanunun ilgili hükümleri gereğince, 'platformların, RTÜK'ten kanal lisansı almış içerik sağlayıcıların kanallarını, şifreli ya da şifresiz olduğuna bakılmaksızın, piyasadaki gücünü kötüye kullanmadan, tarafsızlık ve hakkaniyet ölçülerinde, makul ve ayrımcılık içermeyecek koşullarda iletmek zorunda olduğunu' beyan etti. Yani RTÜK; Digitürk ve D-Smart'a devletten uydu platformu lisansı aldıkları halde RTÜK'ün 6112 sayılı kanununa uymak zorunda olduklarını söyledi. Bu kanun açıkça platformlara, 'istediğin kanalı yayınla, istemediğini ve sana rakip olacağını düşündüğünü ya da sevmediğini yayınlama' gibi bir hakkı olmadığını bildiriyor. Tabii ne D-Smart, ne de Digitürk bu uyarıyı dikkate aldı.
Daha sonra Sinema TV, haksızlığa uğradığını ve sektörün dışına itildiğini belirterek Rekabet Kurumu'na gitti. Ancak Rekabet Kurumu yaptığı ön araştırmadan sonra soruşturma açılmamasına karar verdi. Asıl ilginç olan; Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı'nın karşı oyuna rağmen bu kararın oy çokluğuyla alınması. Sinema Televizyon Yayıncılık ve Prodüksiyon A.Ş. de mahkemeye gitti. Ve Ankara 17. İdare Mahkemesi'nin verdiği karar sonucu Rekabet Kurulu daha önce soruşturma açılmaması yönünde verdiği kararı iptal etmeye karar verdi. Böylece Doğan TV, D-Smart ve Digitürk şirketlerine hakim konumlarını kötüye kullandıkları iddiasıyla rekabet soruşturması açıldı.
Bu soruşturmadan çıkacak karar, uydu platformu yayıncılığının geleceğini değiştirebilir. D-Smart özetle 'Ticari özgürlüğüm var; Sinema TV ile anlaşmam bitmişti. Platform benim; istediğim kanalı koyar, istediğimi çıkarırım' diyordu.
Ortada RTÜK'ün 6112 sayılı kanunu var ama bu kanuna ne uyan var, ne de RTÜK'ün uyarısını dikkate alan... Kaldı ki Rekabet Kurumu Başkanı da ortada bir haksızlık olduğunu belirterek karşı oy kullanmış ama üyeleri onun dinlememiş.
Sinema TV yetkilileri ise özetle şunu söylüyor:
"İçerik üreticileri, ürettiklerini özgürce satabilmeli. Digitürk ve D-Smart, bunu kendi keyiflerince önleyememeli. Bu sorun sadece Sinema TV'yi değil, tüm TV sektörünü yakından ilgilendiriyor. Bu sektörde yapımcısından film dağıtımcısına kadar birçok insan ekmek yiyor. Ama bu iki platform 'Hayır' derse, başta gençler olmak üzere herkesin önü kesiliyor. 'Seni platformumuzda taşımıyoruz' diyerek bir şirketi yok edebiliyorlar. Medyada basın özgürlüğü, çoğulculuk bu mu? Şu an Sinema TV'nin uydu platformlarına erişiminin engellenmesi, rekabet koşullarını olumsuz yönde etkiliyor."
Kısacası; söz konusu soruşturmadan çıkacak karar, Sinema TV'den önce TV sektörünün geleceğini, özgürlüğünü de etkileyecek. Meseleye tüketici açısından baktığınızda ise, tüketici her zaman daha ucuza, daha kaliteli, daha çok kanal istiyor. TV sektöründe sağlıklı rekabet koşullarının olması, üreticiler kadar tüketicileri de yakından ilgilendiriyor.
