Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Hürriyet ve HDP'ye saldırı büyük olay, şehitler sıradan

Her gün onlarca şehit veriyoruz. Askerler, polisler, sivil vatandaşlar hayatlarını kaybediyorlar ama tepkilere bakıyorum çoğu sıradan; toplumda ve medyada büyük bir kanıksama duygusu hakim. En kötüsü de bu! Gazetelerin manşetleri, siyasetçilerin açıklamaları, köşe yazarlarının yorumları hep aynı; "Acımız büyük", "Bıçak kemiğe dayandı."
Acımız gerçekten büyük mü? Dağlıca katliamı mı yoksa Hürriyet gazetesine saldırı mı daha çok konuşuldu, tartışıldı? Iğdır'da PKK'nın patlattığı bombayla hayatını kaybeden polisler mi, yoksa HDP bürosuna saldırı mı daha çok konuşuldu? Twitter'da, medya sitelerinde yazılanlara bakıyorum; sanki Hürriyet, Özgür Ülke gazetesi nin 3 Aralık 1994'te bombalanması gibi bombalanmış, binanın yarısı çökmüş, insanlar hayatını kaybetmiş.

SEVGİ BÖCEĞİ HÜMANİSTLER
Dün mesela Kelebek ekinde sanatçıların saldırıyı kınaması üç sayfa kullanılmış. Hürriyet'in internet sitesi, yazarları; Twitter'dan, köşelerden bu saldırıyı günlerdir eleştiriyorlar. Yoksa amaç okuyucunun gözünde daha muhalif gözükmek mi? Elbette yaşananlar üzücü, bir gazete binasına saldırılmasını kimse savunamaz. Ancak bu saldırının şehit haberlerinin önüne geçmesi, daha çok kınanması garibime gidiyor. PKK'nın öldürdüğü askerler, polisler, sivil vatandaşlar için tweet atmayanlar ya da sıradan, yüzeysel mesajlar yazanlar; Hürriyet'e, HDP'ye saldırılınca ortalığı yangın yerine çeviriyorlar.
Şehit haberleri mi, yoksa gazetelere, siyasi parti bürolarına yapılan saldırılar mı daha önemli diye bir tartışmaya girmek değil derdim. Yanlış olan her şey eleştirilmeli ama askerlerin, polislerin öldürülmesi maalesef bazıları için sıradan vaka. Hürriyet ve HDP'nin camı-çerçevesi kırıldığında keskin eleştiriler yapan hümanist solcularımız, aydınlarımız, Twitter muhaliflerimiz; şehit haberlerinde niye sessiz, neden göstermelik tepkiler veriyorlar merak ediyorum. Bu sevgi böceği hümanistler PKK'lıların askeri araçları havaya uçururken attıkları sevinç nağralarının videolarını izliyorlar mı? Bu sözde hümanistlerin gözünde sanki askerler bilgisayar oyununda vuruluyorlar! Bir hiç uğruna öldürülen polisler, askerler kim, hiç merak ediyorlar mı?

GÜNEŞİ GÖRMEYECEKLER
Sözü askerliğinin bittiği sabah hisettiklerini yazan Naif Şahin'e bırakıyorum: "Bugün günlerden doğan güneş. Uzun veya kısa dönem, zor veya rahat askerlik yapan farketmez, her asker bugünü bekler sabırsızlıkla. Askerliğe başladığından beri en mutlu olacağı gün bugündür. Ama ben mutlu olamadım. Çünkü dün gece aynı kıyafeti giydiğim, aynı sıkıntıları paylaştığım birçok kardeşim parçalanarak öldü ve bir daha bu güneşi asla göremeyecekler.
'Şu kadar asker şehit oldu' deniyor ya; elinde son model silahlarla ölüm kusan iri yarı adamlar ölüyor gibi hissediyordum hep. Oysa ölenler ilk geldiğim gece bana uyumam için bütün birliği gezip yastık arayan Ankaralı kardeşim, kendisiyle ilgilendiğim için tabağıma hep biraz daha fazla yemek koyan 50 kiloluk Ardahanlı ufaklık, geceleyin sessizce ağlayarak sevdiği kızın zorla başkasıyla nişanlandırıldığını anlatan Mersinli yetim delikanlı, askerlik bitince nişanlısıyla evlenebilmek için ne yapacağını kara kara düşünen Erzincanlı tertibim.
Hayalleriyle, sevdalarıyla, umutlarıyla gencecik çocuklar yani o parçalananlar. Belki öğle yemeği kötü çıktığı için açlardı öldükleri zaman, belki sular kesik olduğu için susuz veya bütün gece nöbet tuttukları için uykusuz… Kimin nasıl üstümüze yıktığı belli olmayan ve bazılarının on sekiz bin lirayla ödediği vatan borcunu kanıyla ödeyen garibanlar..."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA