Koronavirüse karşı birçok ülke okullarını, sınırlarını kapatırken, toplu etkinlikleri yasaklarken, İngiltere'nin bu tarz önlemler almaması tartışma yarattı.
BBC'nin haberine göre; İngiltere Başbakanı Boris Johnson 'bilim tarafından yönlendirilen' bir politika izlediğini söylüyor. Bu politikaya göre; İngiltere'de koronavirüsün zaman içinde nüfusun büyük kısmına bulaşması, böylece halkın 'sürü bağışıklığı' geliştirmesi planlanıyor. İngiliz hükümeti, böylece halkın, her yıl mutasyona uğrayarak grip gibi tekrar hasta etme ihtimali bulunan bu virüse bağışıklık geliştirmesini umuyor.
Bu bakış açısına göre virüsün yayılmasını engelleyen ülkelerde halk böylesi bir bağışıklığa sahip olmayacak! Hükümetin İngiltere'de odaklandığı nokta, virüsün tüm halka bir anda değil yavaşça bulaşması, böylece sağlık hizmetlerinde bir anda yüklenme yaşanmaması.
KUMAR GİBİ
Financial Times gazetesi bu strateji için 'Britanya'nın virüse karşı stratejisi bir kumar' başlığını kullandı. Hükümetin açıkladığı 'makul en kötü senaryoya' göre 66 milyonluk İngiltere nüfusunun yüzde 80'i virüs kapacak ve öldürücülük oranı yüzde 1 bile olsa 500 binden fazla insan ölecek. Rakamlar üzerinden konuşmak acımasız ama 500 bin, İngiltere'de bir yılda ölen kişi sayısına denk.
Financial Times koronavirüsle ilgili çok az şey bilindiği için hükümetin planının başarıya ulaşıp ulaşmayacağını bilmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Örneğin insanların ne kadar süre boyunca koronavirüse bağışıklık göstereceği bilinmiyor.
Bu yüzden İngiltere'de 200'den fazla bilim insanı, hükümeti derhal daha sert önlemler almaya davet etti.
KİTLE BAĞIŞIKLIĞI
Distopik filmi senaryolarını hatırlatan bir salgınla karşı karşıyayız. "İngilizler yaşlıları gözden mi çıkarıyor?" sorusunu sorduran bir strateji bu! Hastanelerde yatak ve doktor sayısının yetersiz kaldığı İtalya'da pratikte yaşanan bu değil mi? Bologna'daki Sant'Orsola- Malpighi Hastanesi'nde çalışan yoğun bakım uzmanı Maria "Zor seçimler yapıyoruz. Lombardiya'daki meslektaşlarımla konuşmalarımdan, önceden eştanısı bulunan 65 yaş ve üzeri kişilere tedavinin sonlandığını biliyorum. Bologna'da sınırımız 80 yaş..." Yani İtalyan doktorlar yaşlı hastaları gözden çıkarmak zorunda kalıyor!
Yoksa bir zamanlar güneşin hiç batmadığı imparatorluğun torunlarının bir bildiği mi var? Bildikleri 'kitle bağışıklığı' stratejisi bu görselde anlatıldığı gibi aslında.
Peki, İngiltere hükümetinin 'virüsü toplumun yüzde 60'ına yayma' planı ya ters teperse? Bu kararı bir Müslüman ülke alsa çoktan barbar ilan edilmez miydi?
Karantinada söylenecek şarkılar
Karantina altındaki İtalya'da 'balkondan şarkı söyleme' furyası başladı. Ekşisözlük'te 'Karantina olursa balkondan söylenecek şarkılar' başlığı altında enteresan öneriler var. İşte bazıları: Müslüm Gürses-İtirazım Var, Edip Akbayram-Aldırma Gönül, Manga- Dünyanın Sonuna Doğmuşum, Barış Manço- Nane Limon Kabuğu, Erkin Koray- Fesüphanallah, Zeki Müren-Sorma Ne Haldeyim, Zülfü Livaneli- Leylim Ley.
İnşallah balkondan şarkı söylemek zorunda kalmayız!
Trend oldu
Koronavirüs salgınından sonra ABD'de taharet musluklu tuvaletlerin satışında rekor kırıldı. ABD'de klozet üreten Brondell şirketi, taharet musluklu klozet siparişlerine yetişemediklerini ve Hygiene for Health şirketi de taharet muslukluların satışlarında yüzde 50 artış olduğunu açıkladı. Bu klozetlerden alamayanlar ise fotoğraftaki gibi önlemler almaya başladı. Koronavirüs, dünyaya tuvalet adabını öğretiyor galiba.
